Geçici dünyada yaşıyoruz.. Bir gün ebedî aleme göç edeceğiz.. Göç saati geldiği zaman değişmiyor. Bazen, çocuk yaşta, bazen genç yaşta,bazen ise yaşlı olarak bu Dünyadan ebedî âleme gidiyor kişi ve kişiler.
Bir söz var ya , gelin girmeyen ev olur ama ölüm girmeyen ev olmaz denir. Ölüm vaki oluyor da. Ya geride kalanlar..? Onlar ise bir telaş içinde. Daha cenaze konmadan ölüsüne ağlayamadan bir düşünce var. Cenazeye katılanlara yemek konusu.
Daha önceleri cenaze sahibi yemek konusunu düşünmez. Komşular cenaze evine yemek getirirdi. Hatta komşular o kadar duyarlı idi ki, bir hafta televizyonu bile açmaz üzerini örterlerdi. Çocuklara ise komşunun cenazesi var ayıp olur diye tavsiyede bulunurlardı.
Ya şimdi, cenaze için çadırlar kuruluyor. Hani taziye için gelenler rahat bir şekilde taziye sunsun ama öyle olmuyor. Cenaze sahibi ille yemek ikramında bulunacak gibi bir hava ortada. Bu doğru mu? Bu toplumunda hızla yayılıyor.. Hatta maddi gücü olmayanların Kredi çekip ikramda bulunduğu, bunu yapmazsa konu komşunun ayıplayacağı kişileri rencide ediyor.
Dün cenaze evine yemek ikramında bulunan komşular, bugün ise yemek ikramında bulunamayan komşularını ayıplar hale geldi. Bu konuda, Din İşleri Yüksek Kurulu diyor ki; Ve yapılan açıklamada; “Ölünün evinde üç gün ziyafet tertip etmek ve cenaze sahibinin yemek vermesi mekruhtur. Ölenin ev halkına üç gün yakınları ve dostları tarafından yemek götürülmesi sünnettir’’ deniliyor.
Hasan Çınar Hoca ise kendisine sorulan soruya verdiği cevapta, Babamız vefat etti. Vefatının yedinci günü yemek verdik, mevlid okuttuk. Diyorlar ki; babanızın kırk ve elli ikisinin yemeğini de vereceksiniz. Bunlar dinimiz de var mıdır?
Hayır, böyle özel tarihlere bağlı dini emirler yoktur. Çünkü vefat edenlerin arkasından, özellikle bu tarihlerle ilgili yemek, dua veya mevlit programlarının yapılmasının dini bir dayanağı bulunmamaktadır. Şüphesiz vefat edenlerimizin ruhlarına her zaman hayırlar yapabiliriz. Bu tür sabit günler (yedisi, kırkı, elli ikisi vs.) belirlemeksizin, imkanlar ölçüsünde ahirete göçenlerimizin ruhları için Kur’an-ı Kerim okur, fakir-fukaraya yardımlar yapıp, dualar edebiliriz.
*
Komşuların ölü sahibine yemek pişirmeleri ve ona yemek göndermeleri güzel bir harekettir. Yemek yemeleri için ölü sahiplerine ısrar da edilir.
Dinimizde cenaze evine taziye için giden akraba, komşu veya dostların orada yemek yemeleri değil, beraberlerinde yemek götürmeleri tavsiye edilmiştir. Peygamberimizden nakledilen bir rivayet şöyledir:
Abdullah b. Cafer’den… Demiştir ki: Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“Cafer’in ev halkına yemek hazırlayınız. Çünkü onların başına kendilerini meşgul eden bir iş gelmiştir.” (Ebu Davud)
Kalın sağlıcakla