Cömertlik; elde var olanı, ondan mahrum olana ikram etmek, vermektir.
Bunu ise, nefis ve şeytan istemez.Buna rağmen, imandan gelen bir merhamet mahsulünü yerine getirmek lazım.
Cömertlik, imandan gelen bir merhamet mahsulüdür.
Merhamet ise; başkalarının mahrumiyeti ni telafi için onların yardımına koşmaktır.
Ama cömertlik şöyle de anlaşılmasın, yerli yersiz saçıp savurmakta değildir.
Hz. Mevlana diyor ki, “Dünya hayatı bir rüyadan ibadettir.”
Dünya'da servet sahibi olmak rüyada define bulmaya benzer.Dünya malı nesilden nesile aktarılarak sonunda yine Dünyada kalır. Günümüzde de, imkân nispetinde. İnfak etmek, ihtiyaç sahiplerini gözetmek lazım.
Şu da unutulmamalı ki, mustarip ve muhtaç insanların yerinde bizde olabiliriz.Bu sebeple hasta, garip, kimsesiz muhtaç ve aç kimselere karşı cömert olmamız lazım.
Bu yapılan fakire ve ihtiyaç sahiplerine bir lütuf değil, rabbimize karşı bir şükür borcudur.
Yunus Emre bakınız ne diyor?
“Yaratılanı hoş gör, yaratandan ötürü” anlayışıyla hareket etmek lazım.
Bize verilen ömür sayılı günler değil mi?Bu sayılı günlerde imtihanı nasıl kazanırım diye düşünüyor muyuz hiç!
Akıllı insan ise bunu düşünür.Düşünen insanda ise hırs olmaz. Bu konuda Hz Mevlana,"Mide derdi olmasıydı hiçbir kuş tuzağa düşmezdi"
Ve yine devamında ise, "Nice balık vardır ki, su içinde her şeyden eminken boğazının hırsı yüzünden oltaya tutulmuştur"
Bu olay bize,Dünyalık telaşına kapılmamamíz gerektiğini göstermektedir.
Hiçbir iyilik küçük görülmemeli, Bir kişiyi güler yüzle karşılamak bile bir iyiliktir.
Yarışmak lazım!
Nerde mi?
Hayır ve cömertlikte..
Haydi yarışa.