Ramazan Ayına Allah’ın izni ulaştık.
Yine Mevla’nın izni ile oruçlarımızı tutuyoruz. Oruçları tutarken bu günlerde, günah işlememeye daha çok dikkat etmemiz lazım.
O, günahlardan bir tanesi de gıybet bir başka ifade ile Koğuculuk. Toplumu içten içe kemiren, bir virüs gibi tahribata yol açan toplumsal hastalıklardan birisi de gıybet ve koğuculuktur. Gıybet, kendimize söylendiği zaman hoşlanmayacağımız bir şeyi, din kardeşimiz hakkında arkasından konuşmamız anlamına gelir. İslâm dini kişinin dokunulmazlığı ilkesine çok büyük değer vermiştir.
Bu itibarla bir kimsenin gıyabında gerek onun şahsıyla ilgili maddî, manevî, rûhî ve ahlâkî kusurlarından söz edilmesi, gerekse kendi çocukları, annesi, babası ve diğer yakınlarının kusurlarından bahsedilmesi gıybet sayılmıştır. Hasta gönüllere şifa olan Kur'an, gıybeti yasaklamıştır. Dolayısıyla her müslümanın bu gibi çirkin davranışlardan uzak durması gerekir. Nitekim yüce kitabımız Kur’an “Birbirinizin gıybetini yapmayın. Herhangi biriniz ölü kardeşinin etini yemekten hoşlanır mı? İşte bundan tiksindiniz”[1] buyurarak bizi gıybetten sakındırıyor.
Ayet gıybetin çirkinliğini, iğrençliğini gözler önüne sererek onu, "ölmüş kardeşin etini yemeye" benzetmektedir. Gıybeti tasdik etmek de gıybettir.
Gıybet yapılan yerde susan kişi gıybete ortak olmuş olur. Hz. Peygamber (sav) de bu konuda bize yol göstermiştir. İbn Mes'ûd anlatıyor: Peygamber (sav)'in meclisinde idik, birisi kalkıp gitmiş, bir başkası da arkasından onu çekiştirmişti. Peygamberimiz “Dişini ayıkla!” buyurdu. Adamın “Neden ayıklayayım? Et yemedim ki!” demesi üzerine de “sen kardeşinin etini yedin” buyurdu.[3] Hz. Âişe(ra), eşi Safiyye'nin kısa boylu olduğundan bahsedince Efendimiz (sav): “Öyle bir söz söyledin ki denize katsan onu kirletir!”[4]buyurdu. Hadis-i şerife göre bir kimsenin arkasından, duyduğu takdirde hoşlanmayacağı dinî veya dünyevî işlerine, bedenine, ahlâkına, soyuna ait bir eksiklik veya kusurunu söylemek gıybettir ve haramdır. Eğer söylenen şey o kimsede yoksa iftira edilmiş olur ki, bu daha büyük bir günahtır ve haramdır.
Dedikodu nefsin çok hoşuna gider. Nefis, faydalı bir eseri yarım saat okumaya yahut faydalı bir sohbeti bir saat dinlemeye tahammül edemezken, sıra dedikoduya geldi mi saatler dakika gibi olur. Çünkü gıybet ve dedikodu, insanın nefsini palazlandıran bir günahtır. Dedikodu yapan insanlar, ayıplayıp küçük gördükleri kimselerin işlediği günahtan kendilerinin uzak olduklarını düşünürler. Böylece o günaha düşmemeleri sebebiyle kendilerini bu günahkârlardan üstün kabul ederler. Ama unutmamak lâzımdır ki, mü'min kardeşini küçük görmek, günah olarak insana yeter. Ayrıca tekerrür eden bir hakikattir ki, bir şahsın ayıp ve kusurlarını kınayanlar, çok geçmeden aynı hataları işlemeye başlamaktadırlar.
HADİSLER, “Bir kimse din kardeşini bir günahı dolayısıyla ayıplarsa, ölmeden evvel mutlaka o günahı işler. Yani kardeşini bir ayıpla kınayan, o ayıp işi işlemeden ölmez!” “Gıybet eden ve dinleyen günahta ortaktır.”
BİR AYET.. “Birbirinizin gıybetini yapmayın. Herhangi biriniz ölü kardeşinin etini yemekten hoşlanır mı? İşte bundan tiksindiniz”
DİŞ FIRÇALAMAK ORUCU BOZAR MI? Diş fırçalamakla oruç bozulmaz. Bununla birlikte, diş macununun veya suyun boğaza kaçması hâlinde oruç bozulur ve kazası gerekir