Bir gün doğum ile göz açıyoruz, Hayat başlıyor. Ondan sonra günler, saatler, saniyeler içinde devam eden bir yaşantı. Göz açtığımız gün yanımızda olan,
Başta; anne-baba olmak üzere herkes seviniyor. Şükür duaları, kesilen akike kurbanları. İşte hayat göz açmakla başlıyor.
Onlar gülerken , sevinirken ortada ağlayan bir bebek var. Hayata insan yalnız geliyor.
Ve yalnızda gidiyor bu dünyadan. Hemen insanın aklına şu geliyor, "Gözünü açıyorsun Hayat" , Gözünü kapatıyorsun ölüm " Göz açıp kapamak mı hayat .?
Doğumda gözünü açarsın "Hayat " Gözünü kapatırsın "Ölüm " Hani dedik ya;
İnsan bu Dünya'ya tek geliyor, bu dünyadan da tek gidecek ve gidiyor..
Doğarken yanımızda olanlar, bizim için sevinirlerken, biz ağlıyorduk.Şimdi ebedî aleme göç ederken onlar ağlıyor..
Acaba bizim durumumuz neki..? Kapatırken, üzülürler ağlarlar fakat; Ben, sen , O (amelinle) ne yapacağız acaba..? Bir gerçek var ki; Ya güleceksin ya da ağlayacaksın... Yalnız başına uzun bir yolculuk başlar. Bu yolculuk öncesi çok dinlemişsinizdir. Hoca efendilerin Mevlüt programlarında , "Hazan olmuş bir gül gibi, Solmamaya çaren mi var" İnsan, ağaç dalında bir yaprak misali gibi değil mi. ?
Yeşeriyor, sararıyor ve soluyor. En yükseklerde de olsa bir gün yere, toprağa düşüyor Zaten insan bedenide topraktan değil mi...? Dolayısıyla er ya da geç bir gün ruh, bedenden ayrılınca yine toprağa verilecek, toprağa karışacaktır.
Bu toprağa gidiş var dönüş yok. Hayat, hayat diyoruz ya, onunda bir arkadaşı var onun adı da "Ölüm"
Unutmayalım ki ölüm var! Her an ölebiliriz! Dolayısıyla, Hayat yaşantımızı kontrol ederek yaşayalım...
Kalın sağlıcakla