Biz insanız, onun için, yaratılış gayemiz var.
Biz Elhamdülillah Müslüman’ız, onun için yaratılış gayemiz var.
Biz Müslüman Anne ve babadan doğmuşuz yaratılış gayemiz var.
Adımız Müslüman ismi, yaratılış gayemiz var.
**
Yaratılış sebebimiz; her şeyden önce Cenab-ı Hakkı layıkıyla tanımak, O’na yürekten bağlanmak, O’nun emir ve yasaklarına uygun davranmaktır.
Varlığımızın gayesi imanı ve salih ameli, iyiliği ve güzel ahlakı hayata hâkim kılmaktır.
Bizi cennete götürecek hidayet yolunun ilk adımında iman vardır.
Allah’ın varlığına ve birliğine iman edenler cennete ulaşacaktır.
İman esaslarına gönülden bağlı kalanlar ebedi nimetlere kavuşacaktır.
Bize düşen son nefesimize kadar imanımıza sadakat göstermek ve Rabbimize verdiğimiz kulluk sözüne sahip çıkmaktır.
**
Cennete giden yolun ikinci adımı ise salih amellerdir.
Bize Rabbimizin rızasını kazandırmasını ümit ettiğimiz salih amellerin, yani iyi ve güzel davranışların, doğru ve anlamlı adımların sınırı yoktur.
Kul olma bilinciyle söylenen her hayırlı söz, insan olma şerefine layık her güzel eylem, Allah’ın hoşnutluğunu amaçlayan her iyi niyet birer salih ameldir.
İbadetlerimizin her biri birer salih ameldir.
**
İmanı kemale eriştiren ve mümini cennete ulaştıran en etkili yol ise güzel ahlaktır.
Mümin, anne-babasına, eşine, evladına, komşu ve akrabalarına, can taşıyan her bir varlığa şefkat ve merhamet gösterir.
Eliyle, diliyle hiç kimseye zarar vermez.
Çevresine güven telkin eder. Rabbimizin emrettiği şekilde dosdoğru olur; istikametten asla ayrılmaz. Zarar göreceğini bilse dahi yalan söylemez.
**
Gelin bizler kurtuluşa ermeyi istiyoruz, onun için kendimizi hesaba çekelim.
Cennet ehli olmayı niyaz ediyoruz, onun için o gün gelmeden kendimizi hesaba çekelim.
**
Gelin kendimize samimiyetle şunları soralım:
Rabbimizin emaneti olan ömrümüzü hangi yolda tüketiyoruz?
Acaba yürüdüğümüz yol bizi cennete mi götürecektir?
Yoksa cennetten mi uzaklaştıracaktır?
Yaşantımızla bizi cennete götürecek bir köprü mü kuruyoruz? Yoksa cennetle aramıza duvarlar mı örüyoruz?
Söz ve davranışlarımız, birer samimiyet eseri mi? Yoksa yapıp ettiklerimizi riya ve gösterişle heba mı ediyoruz?
**
BİR HADİS
Peygamber Efendimiz (sav) Buyuruyor ki;
“Siz bana altı şey hususunda garanti verin, ben de size cennetin garantisini vereyim: Konuştuğunuzda doğru söyleyin. Söz verdiğinizde sözünüzü tutun. Size bir şey emanet edildiğinde ona riayet edin. İffet ve haysiyetinizi koruyun. Gözlerinizi haramdan sakının. Elinizi kötülüklere uzatmayın.”
Selam ve dua ile…