Küçük şehir,
İçinde yaşadığımız bu şehir için bu başlığı atarken, şehrim için üzülüyorum.
Bu şehir Adana..
Hani bir zamanlar diyoruz ya .
Evet,
Bir zamanlar Adana.
Nerde o eski şehirde olanlar..
Bu şehir çok şey ifade ediyor..
Dünya Şampiyonu güreşçiler vardı.
Gerek, Kozan, gerekse Karaisalı'da.
Ve Çok başarılı yüzücüler çıkıyordu...
Sanayi de , Çokça çalışan kişi ve kişiler vardı.
Mübalağa olmasın ama , her evden nerde ise bir çalışan vardı...
İmkanlar kıttı,
Bazıları,bir yakınin evinde kalır, bazıları ise üç , beş kişi bir olur ev kiralar çalışırdı..
Şimdi ise, esnaf çalışacak elaman bulamıyor..
Acaba ,Küçük yaşta sanayide çalışacak kişi ve kişiler neden bulunmaz ..
Her evde üniversitesi mezunu veya lise mezunu genç var.
Bunlar iş arıyor. Ama ara eleman sıkıntısı çok fazla..
Sanayi de çalışanlarinda aldıkları ücrette o zamanın şartlarına göre iyiydi .
Uzun süre yağmurlar yağardı..
İlk Buğday ve Arpa Adana'da Mayıs ayı sonlarına doğru biçilir di..
Bu konuda da öncü şehirdi..
Biçerdöverlerin
deposunun dolması, Buğdayların römorka dökülmesi sonucu, çocuklar ve gençler orada yemlik alırlar dı..
Bu şekilde yoksullarda sevindirilirdi..
Bu hasat sonrası,
Buğdaylar kaynatılır, bulgur yapılırdı .
Bu Buğday birde 'Karakılçık' cinsi buğday olduğu zaman Bulgurun tadı bir başka olurdu...
Evlerin önünden, sebze, meyve yetiştiren bir hayli çoktu.
Her kişi yiyeceğinin bir çoğunu kendi yetistirirdi..
Köylü,
Tavuğunu, yumurtasını,
Yoğurdunu , ayranıni kendi tedarik ederdi .
Şimdi ise,
Ne olduda, köylü tavuğunu şehirden alıyor, Ayran yerine neden kola ikram ediyor..
Üretici kendi ayranını neden eve gelen misafiri sayesinde değerlendirmez
Eylül Ayı pamuk hasadında bereket gelirdi..
Her yer bereketlenirdi..
Şehir de ,
Bu pamuk hasadı dolasıyla, Pamuk eken çiftçi, Pamuk toplayan ırgat ve tüccar paranin bereketinden faydalanırdı.
Fazla sinema olmasa da, Yazlık sinemalar vardı.
Vatandaş,
Burada buluşur, çekirdeğini alır eğlendirdi..
Yazlık sinemanın film tanıtımları ise,
At arabası üzerine konan afişlerle mahalle veya Mahalleler gezilerek tanıtılirdi..
Ve neşe içinde bu tanıtım yapılırdı..
At arabasının arkasından koşan çocuklar bile neşeliydi..
Şehir canlıydı.
Kimse bu şehirde aç ve açıkta kalmıyordu..
Fakir , Fukaraya ev sahipliği yapıyordu.
Böyle geçmişi olan şehir devamlı küçülüyor..
Türkiye'nin Dördüncü şehri küçüldü gitti..
Ve en kötüsü ise,
Uyuşturucu kullanımında büyümesi..
Yazık oluyor Adana'ya.
Yazık oluyor, Gençlere..