Adamın biri İmam Sadık' ın yanına geldi ve şöyle dedi : Ey efendim! Ben bir bahçe satın aldım her yönüyle verimli ve güzel bir bahçe olmasına rağmen tüm işlerim tersine döndü ve evimin düzenini bozdu sebebi ne olabilir?
İmam Sadık şahsa; acaba bahçe seni meşgul etti de namazını hafife mi aldın? Adam; Hayır efendim, aksine Allah'a şükür etmek için daha çok özen gösteriyorum. İmam; Peki ailenden namazı hafife alan var mı? Şahıs; Efendim onlar benden daha çok bu konuya hassaslar dedi
İmam; Bahçede çalışan işçilerin içinde namaz kılmayan veya namazı hafife alan var mı? Şahıs; yok efendim bahçede çalışan işçiler de iman ehli kimseler dedi
İmam elini başına koydu gözlerini kapatıp bir müddet sükût etti. Başını aniden kaldırdı ve şöyle buyurdu : " Bahçenin sonunda kurumaya yüz tutmuş bir ağaç var o ağaçta bir karganın yuvası var o yuvada bir kemik var o kemiği al ve bahçen den uzaklaştır.
Adam yerinden kalktı ve İmâmın buyurduğu yere doğru hızla hareket etti ve haber verdiği gibi ağaçtaki yuvaya çıktı ve kemiği buldu.Aldığı gibi hemen bahçeden çıkardı ve uzak bir yere attı. İmam Sadık'ın yanına döndü kemiğin ne olduğunu sordu. İmam gitmesini daha sonra gelmesini istedi.
Adam gitti her gün işleri daha da güzelleşiyordu. Bir müddet sonra tekrar imamın yanına geldi ve o kemiği sordu. İmam şöyle buyurdu : "O namaz kılmayan bir insanın kemiği idi.Şiddetli yağmur mezarını tahrip etmiş kemikleri dışarı çıkmıştı. Karga yuvasını yaparken onu bulup yuvasına getirmişti. O kemik senin bahçen de olduğu için işlerin ters gidiyordu. "
Sevgili Kardeşlerim! Namaz kılmayan insanın kemiği tüm işleri alt üst ediyor, insan hayatının düzenini bozabiliyor ise varın siz düşünün insanın evinde namaz kılmayan bir insan olursa o evin hali ne olur.
Rabbim cümlemizi namazı ikame edenlerden eylesin....
Yüce Mevlâm bizleri soyumuz dan gelenleri namaz ehli eylesin İnşâAllah.Namazlarımızı da kabul edeceği şekilde kılabilmeyi nasip etsin amin ecmain,Bize amellerimiz ile değil rahmeti ile muamele etsin.
Bir adam Behlül dane Hazretlerine huşu hakkında soru sorar, O da cevaben: “Bu adama ağzına kadar doldurulmuş bir tas zeytinyağı verin. Yanına birkaç asker koyup şehrin sokaklarını dolaştırın. Eğer bir damla yağı yere dökerse başını vurun der”
Hikmetini anlamazlar ama mutlaka bizim Behlüldane bir şeyler anlatacak diye dediğini yapmaya koyulurlar. Adamcağız denildiği şekilde gönderilir. Bir süre sonra da salimen döner.
Behlüldane sorar; "Anlat bakalım şehrin sokaklarında neler gördün ?" Adam cevap verir ; "Ben tastaki zeytinyağından başka hiçbir şey görmedim." Behlüldane tekrar sorar; "Ama nasıl olur, falan yerde düğün dernek vardı ; davullar zurnalar çalıyordu nasıl görmez nasıl duymazsın?" Adam; "Aman efendim bana öyle bir dert verdiniz ki, başımın kesilme korkusundan başka bir şey ne duydum ne de gördüm" der.
Behlüldane hikmetli sözünü kondurur; "Namaz kılarken Azrail’in başında bekler vaziyette olduğunu bu namazdan sonra canını teslim alacağını hayal edersen...başka bir şey hatırına gelmez. Sen de o zaman huşu içinde namazını kılarsın" der.
Bu bilinç ve idrakla Namazı ikame edenlerden olmak niyetiyle ömrümüz feyzli bereketli olsun.
Kalın Sağlıcakla