Her gün uyanıyoruz, O uyandığımız gün içinde Ölüm anı var. Yani güne ölümün olduğu günle başlıyoruz hayata. Her seher ve şafak vakti taze bir ölüm günüdür. Her sabah bize ulaşıp Ruhumuzu alacak Azrail bazen o gün içerisinde buluyor bizi. Azrail’in bulduğu güne hazırlıklı olmak lazım. O güne hazırlıklı olanları kutluyorum. Rabbim bizleri de o güne hazırlıklı kullardan eylesin.
Ölümdür en gerçekçi zaman, Camiden “Sela” verir hoca efendiler. Falanca Mahalleden , Falanca kişi vefat etti der. Bizlerde hemen başlarız. Vah tüh diye.. Her sabah ölümü anlatan gazeteler alır okuruz. Yine vah, tüh deriz. Ama o güne hazırlık için ne yaptım veya yapıyoruz diye düşünmeliyiz. Hayatla ,ölüm ne kadar yakın birbirlerine değil mi..? Ansızın gelen Azrail, En yakın dostlarımızı ve sevdiklerimizi bu Dünya’dan alıp Ebedi Dünya’ya geçmesine vesile oluyor. Ağaç yaprakları gibi dökülüyor insanlar.
Ölüm mü dedik? Ölüm güzel insanlar için ne güzel nimettir. Çünkü; Ölüm bizi Peygamber Efendimiz (sav) ve Rab’bimize ulaştırıyor. Adana’dan Bekir Fevzi Yıldırım geçti. Geçti de ondan aklımızda ne kaldı. Hastanelerdeki hasta refakatçilerine çorba ve yemek ikramları.
Cenazeler; Evet bazen beni arar falanca kişi vefat etmiş beraber gidelim mi..? Falanca vefat etmiş haberin var mı..? Falancanın taziye evi nerde derdi. Bazen de beraber gittiğimiz cenazeler ve taziyede okuduğu Esmaül Hüsnalar daha kulağımda çınlıyor. STK’lardaki görevleri mesela Asim’deki öne çıkan görüşleri. Gazetelerde yazdığı köşe yazıları, Düğün, Sünnet ve diğer açılışlarda yaptığı güler yüzlü spikerliği.
Rabbim, Belki hataları vardır, Çünkü insanız beşer ve şaşarız ama, Arkadaşımızın imanına ve İhlasına, himmet ve gayretine şahidiz.Merhametinle muamele eyle. Habibine komşu eyle.Umduğuna nail eyle. “Her nefis ölümü tadacaktır.” Hüve’l Baki… Allah Rahmet Eylesin .
Kalın Sağlıcakla…