Dakikalar, saatler, günler, aylar ve yıllar hızlı bir şekilde geçiyor.
Bir bakıyorsunuz asker çağına gelmiş bir delikanlısınız, bir zaman geliyor damat olmuşsunuz, birde bakıyorsunuz dede olmuşsunuz..
Bu zaman diliminde yaşantımız nasıldı, neler elde ettik, nelerini terkettik.
Ama hiçbir şeyin bazen farkına varmadan “Ömür” bitiyor.
*
Şimdi gelin bir düşünelim hayatı nasıl yaşıyoruz.?
Hayatı ciddiyetlemi yaşıyoruz, yoksa incir çekirdeğini doldurmayacak işler ve meselelerlemi bir ömür bitiyor veya ömrü hebamı ediyoruz..?
Yaşarken ölümü hep uzaklarda görüyoruz ama inanın çok yakın bize.
Şu korona virüsü ülkemize geleli nice insanlar aramızdan ayrıldı.
(Daha öncede ölüm vardı ama bu mikroptan dolayı insanlar bazen en yakınının bile cenazesinde bulunamıyor)
Kimi genç yaşta, kimi orta yaşta kimi ise yaşlı şekilde bu dünyadan ebedi aleme göç etti.
*
Hep yarını düşündük.
İçinde bulunduğumuz günü iyi değenlerdirmemiz lazım, Çünkü mezarlıkta yatan bir çok insan hep yârin yaparım diye yaşamıştır.
O’nun için işler yarım kalmıştır.
Yarım konuşmalar,
Yarım iyilikler,
Yarım sevdalar.
Zamanı geri getiremiyoruz. Alamıyoruz zamanı geriye.
Bu günü iyi değerlendirmeyenlerin dilinde ah, kalbinde eyvah , Akabinde pişmanlık olmasın.
*
Pişman olmak için yaşamıyalım.
Tecrübede pişmanlıklamı oluşuyor ne dersiniz..?
İnsan tarihin içinde yürür.
Kendiside tarih gibi tekerrür eder.
Bu dünya hayatında sorumluklarımız var.
Bunun en başında ise Yüce Mevla’ya kul olmak var.
Kişi Müslüman ise Allah’a sorumluktan kaçamaz.
Ahiret var, yaşantımız ona göre olsun.
Niçin geldik bu Dünya’ya.?
Niçin yaşıyoruz..?
Bunları bilip bu şekilde yaşamamız lazım.
Bunları bilirsek pişman olmayız..
(Not, Hastanede tedavisi devam eden Meslektaşımız Bekir Fevzi Yıldırım ve Tüm hastalara Rabbim şifa versin, Allah’ım bu Korona mikrobunu Ülkemizden, Şehrimizden, Ailemizden Uzak eyle)
Kalın sağlıcakla…