Evet yolcuyuz, Mesafenin ne kadar olduğunu bilemiyoruz. Bazen kısa bazen uzun olsa da bu yolculuk bir gün bitecek. Gelin bir olayı beraber beraber okuyalım.
İhtiyar bir hanım otobüse bindi, koltuğuna oturdu. Sonraki durakta genç, hareketli ve biraz da asabi bir kadın bindi otobüse ve yaşlı kadının yanına oturdu. Torbaları elinde çok yer kaplıyordu. İstemeden yol boyunca torbalar ihtiyar kadına çarptı.Canı yanan ihtiyarın sessiz kaldığını görünce genç kadın, yaşlı kadına bu kadar sakin kalabilmesine şaşırdığını söyledi.
İhtiyar kadın gülümseyerek “Kaba olmaya ya da ehemmiyetsiz bir şey için münakaşaya, kalp kırmaya değer mi ? Çünkü senin yanındaki yolculuğum çok kısa... Bir sonraki durakta zaten ineceğim..." dedi. Ya insan böyle olabilmeli. ′′ Bu kadar ehemmiyetsiz bir şey hakkında tartışmaya lüzum yok, çünkü beraber seyahatimiz çok kısa..."
Bu dünyadaki zamanımızın ne kadar kısa olduğunu anlamalıyız. Anlayanlar ,kavgaların, yersiz tartışmaların bir işe yaramadığını anlar. Kalp kırmaya gerek var mı? Unutmayalım ki, “Yolculuk çok kısa...” Bu yolculuğun süresini bilmiyoruz. Kimse son durağın ne zaman geleceğine bilmiyor.
Ama şunu bilelim ki, Seyahatimiz bir gün son bulacak. Gelin Tebessüm edelim, gülümseyelim.. Bu yolculuk güzel geçsin .
BİR AYET
Göklerin ve yerin hâkimiyeti Allah'ındır. O dilediğini yaratır. O dilediğine kız çocuklarını bağışlar,
dilediğine de erkek çocuklar bağışlar.
(Şûrâ Sûresî, 49. Âyet)
BİR HÂDÎS-Î ŞERÎF
Allah, mâhlûkatı yarattığı zaman, Ârşın üstünde ve kâtındaki kitâbına şöyle yazdı: şüphesiz ki, râhmetim gâzâbımdan üstündür.
(Buhârî)
Arkadaş gurubuma yemek yerlerken tevafuken denk geldim. Beni çağırmamışlardı. Yemin ederek “Vallahi çağırsanız da sizin yemeğinizi gelip yemeyeceğim.“ dedim. Ne yapmam gerekir?
Ya yemininizi tutacak, davet etseler de gitmeyeceksiniz. Veya yemininizi bozacak ve eğer ortam meşru bir ortam ise dostlukları kesmemek adına ikram edilen yemeği yiyerek yemin keffareti ödeyeceksiniz.
Yemin Keffareti; ya on fakiri bir gün sabah-akşam yedirmek veya bir fakiri on gün sabah-akşam yedirmek veya on fakiri giydirmekten ibarettir. On fakire ayrı ayrı fitre miktarı (sadaka-i fıtr) para da verilse olur. Eğer maddi durumunuz müsait değilse üç gün peş peşe oruç tutarsınız.(HÇ)
VE DUÂ
Allah'ım! Bizleri bağışla Bize Râhmet ve Merhâmet eyle Râzı olduğun kullarından eyle.