Yörük kültürünün temeli Orta Asya yıllarına dayanır.
Orta Asya bozkırlarında hayvancılık yapan Türkler zorunlu olarak göçer- yaylacı bir yaşamı seçmişlerdir.
Yörükler kış yaklaşırken, hayvanları daha iyi barınabileceği kışlıklara, kış ağıllarına dönmüşler, havaların ısınması ile birlikte yaylalara çıkmışlardır.
Türkler bu alışkanlıklarını Anadolu’ya taşımışlardır.
*
Ama günümüze baktığımız zaman ise,
Yörüklerin bir kısmı iskân olmalarına karşın hala kara kıl çadırları ile konar- göçer Yörükler hayatlarını devam ettirmektedir.
Bir bölümü ise yerleşik alana geçmiş modernleşmiş yaylalara ev yapmış, develerin yerini ise modern uçak ulaşım araçlarını kullanmaya başlamışlardır.
*
Yörüklerin günümüze de birçok geleneği ulaşmıştır.
Yörük almaktan çok, vermeyi sever.
Yörükler, kara çadırda oturur.
Her obada bir akça olur. Obaya gelen bununla ağırlanır.
Yörükler, kendine has bir kültür yaratmışlardır.
Dokudukları dokumalarda bu açık bir şekilde görülür, renk ve desenler bunun açık bir örneğidir.
Ayrıca Yörük yaşamını yansıtan türkü ve seyirlik oyunlarına kadar önemli bir kültür varlığını oluşturmuştur.
*
Yörüklerin en önemli geçim kaynaklarından olan dokumacılık,
Istar yâda tezgâhta dokudukları seccade, kilim, heybe, çuval, yük çulu, azık torbası ürünler Yörük pazarlarında satılarak geçimlerini sağlarlar.
*
YÖRÜK ATASÖZLERİ
- Geçmiş yağmura kepenek tutulmaz.
- Analı oğlak yarda anasız oğlak yerde oynar.
- insanın iyisini mezar, ağacın iyisini hızar bilir.
- Kül yerde kalır, yörük devam eder.
Selam ve dua ile.