Yatırım yapmayı seven milletiz. Bir arsa almak isteseniz, mesela büyüklüğüde düşünelim 1050 m2 olsun. 26 adet arkadaş ortak karar verip, beraber aldınız.
Ama herkes gücü oranında hisse alsın birde.
Diyelim ki 20 kişi 20 m2 alsın, 5 kişi 33 m2 son 1 kişide 80 m2. Bu arsaya da bina yaptırmak isteseniz? Müteahhit size ne öneriri, en büyük daireyi kime verir? 33 m2 alana mı, 83 m2 alana mı?
Söz konusu arsa ise en büyük daireyi 83 m2 lik pay sahibi alır, ama söz konusu kentsel dönüşümde ki bir bina ise 83 m2’ye değil daire hiçbir şey dahi verilmeyecektir.
Matematiğin ve mantığın bittiği yerdir, kentsel dönüşüm yasası. Talandır, despotluktur yasalar içerisinde eşkiyalıktır. En çok da faşizmdir. Hitler’in ari ırk yaratmak istemesi kadar hayata ve yaşama ters, %100 faşizmdir.
Demokrasinin bittiği yerdir kentsel dönüşüm. 26 arkadaştan 20’sinin, beyaza kara demesidir. Kentsel dönüşüm yasasıyla, 26 arkadaştan 20’si karaya beyaz dediğinde, yasalarda evet bu kara değil, beyaz diyebilmektedir. Hayata ve insanlığın yüzbinlerce yıllık birikimlerine tersdir.
Hesapsızlığın ve hesap verilebilirliğin bittiği, despotluğun ve sahtekarlığın, riyanın, kumpasın ödüllendirildiği bir yöntemdir bu kentsel dönüşüm! Ama ne yazık ki, 15 yıllık Akp iktidarında defalarca denenmiş olan, toplumun ayrıştırılarak yalnızlaştırılıp ve sonunda da hep kaybedeb olması, çok bilindik.
Akp bütün kanunlarını hep “büyük başlıklarla” topluma sunarken, içerik olarak hep başlığa ters ve toplumu geriye götüren, iç kavgaları kışkırtan bir metod izlemişdir.
Deprem riski binaların yıkılıp yerine teknik olarak daha güçlü bina yapma mantığına toplumun hayır demesi elbette düşünülemez. Ama uygulamada yaşanan 2/3 çoğunluğu sağlayananın 1/3’ü bertarat etmesi, yok etmesi hiçde vicdani değildir. Çoğunluk belirleyici olsun, bu anlaşılabilir.
Çoğunluğun söz hakkı, azınlığın soyulmasını sağlarsa burada bir terslik vardır.
Dünya birikimleri ile ters, vicdanla ters, hukuk anlayışı ile ters. Devlet bu kentsel dönüşüm yasalarıyla, bilerek veya bilmeyerek, şehirlere “orman kanunlarını” getirmiştir. Bunun aksini iddia eden varsa sabaha kadar tartışmaya hazırım.
Bu arada Barolar, Mimar veya İnşaat mühendisleri odaları neden susarlar?
Belediyeler bu konuda neden kenarda durmaktadırlar, olanları görmezden gelmekteler?
Hep mi güçlüden yana tavır alacağız? Adalet nerede peki?