Sorana değil, sordurana bak derler.
Soranlar belli, soruda belli ayrıca sorduranlar ve sebeplerde apaçık orta yerdedir. Ülke gündeminin temel sorusu “nereye gidiyoruz”, kaosa mı yoksa demokrasi ve özgürlüğe mi?
Avrupa Parlementosu devamlı olarak Türkiye’nin otoriterleşmesi üzerine endişelerini dile getiren, görüşler ve raporlar yayınlıyor. Ne diyor? Dikkat edin, adaletten ve özgürlüklerden uzaklaşıyorsunuz. Otoriterleşme dedikleri aslında “dikta rejimi”.
Ülke tehlike alarmaları veriyordu zaten uzun bir süredir. İlk veriler 2002’de başlasada toplumun büyük kısmı bu verileri doğru okumadı(!) veya okuyamadı ... 2010 yılına geldiğimizde, nispeten bu ses daha çok insan tarafından duyuldu isede, yine de gafletten uyanamadık..
Ama en son tek adamlığın önünü açan, parlementoyu kanarya sevenler derneği genel kurulu işlevine dönüştüren anayasa değişikliği, kulakları sağır edercesine yerinden hoplattı insanları. Üstüne meclis içtüzüğünde ki değişiklik tartışmalarını da gördüğümüzde, toplumun nasıl bir çuvala sokulmak istendiği ortadır. Sarhoş masalarından biliriz, nispeten az içen ve ayık kalanların sarhoş arkadaşlarına “sen sarhoş oldun, artık içme” demelerini.
Cevap da genelde, “ben mi, hadi canım ne sarhoşu, çok iyiyim, hatta senden iyiyim “. Gerçek cevapda değil, soruda oysa! Ne diyor du Avrupa Parlamentosu “ siz adaletten, demokrasiden uzaklaşıp, otoriterliğe evriliyorsunuz” “Hadi canım ileri demokrasiyim ben, hatta senden iyiyim”....
Sorular da doğrular, cevaplar da yalanlar, eksiklikler, riyalar vardır hep. Biz istediğimiz kadar “ileri demokrasi” diyelim, “özgürlükler bollaştı” diyelim, sorular bir süredir tekleşti, iktidara yönelik ? Nereye gidiyorsunuz, ileri mi geri mi? Otoriterleşiyorsunuz, dikkat!!
Ama cevaplar da tekleşiyor, sertleşiyor ve agrasifleşiyor, “işinize bakın, bize akıl vermeyin”
Tek soruya binlerce cevap versenizde, değerlendirmeyi soranlar yapacaktır, siz değil. Verdiğiniz binlerce cevap bir tek doğru etmeyebilir(!)
Sabah baş ağrısıyla uyunan sarhoşun “tövbesini” de hatırlamıyor değiliz, “çok içmişim, bir daha asla”. Umalım iktidarında, ülkeninde yeni bir sabaha uyanmak gibi bir şansı olsun.
Ağrılı veya ağrısız...