Geçenlerde ASİM ve Adana İHH Başkanı Mahmut Eraslan ile konuşurken söz döndü dolaştı ve üniversitelerimize oradan da Çukurova Üniversitesi İlahiyat Fakültesi'ne geldi. Okumuş olanlar hatırlayacaktır geçtiğimiz aylarda ÇÜ İlahiyat Fakültesi'nin yaptığı sempozyumu eleştiren bir yazı yazmıştım.
Eğitim camiasında anaokulundan üniversiteye nereden tutsanız elinizde kaldığı için elbette ki o yazıdaki eleştirilere ne ÇÜ Rektörü'nden ne de İlahiyat Fakültesi Dekanından bir itiraz gelmedi.
Mahmut Eraslan; ÇÜ İlahiyat Fakültesi'nden son bir kaç yıl içerisinde ayrılanların isimlerini tespit ettiğini söyledi.
Bir çoğu kendi alanında çok önemli isimlerdi. Çeşitli suçlardan soruşturma geçiren veya vatana ihanet sebebiyle hapse girenlerin dışında kalanlar Adana için değerli isimlerdi ama maalesef değerleri bilinemedi.
Malum, 24 Kasım Öğretmenler günüydü bir kaç gün önce.. Herkes eğitimin, öğrenimin, öğretmenin öneminden bahsetti. Pekiyi, bu insanların önemini neden kimse bilemedi? Neden gitmemeleri için uğraşılmadı? Kim bu kıymetli insanların şehri terk etmesine göz yumdu, buna müsaade etti?
Eskiler; "Hangi Okulu bitirdin?" değil "Hangi hocadan ders aldın?" derlermiş. Şimdi hocaların özgül ağırlığını, kıymetini üniversiteler bile anlamaz oldu. Sanırım kişisel hırsları ve maddi menfaatleri için birileri üniversitelerin de içinin boşaltılmasında bir beis görmüyor. Yazık gerçekten. Bu şehre ve bu şehri seven insanlara bir ihanettir bu..
ERKEKLERE POZİTİF AYRIMCILIK
Benim çocukluğumda devlet tarafından 'Kadınlara Pozitif Ayrımcılık' başlığı altında hayatın her alanında çeşitli destekler, projeler, programlar uygulanır ve kadının daha fazla iş hayatının içinde olması amaçlanırdı.
O gün bugün bu çalışmalar artarak devam etti. Son olarak kadın bakanlığı gibi çalışan Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, Avrupa Birliği ile beraber 'Anneler İşe Çocuklar Kreşe' başlığı altında bir destek projesi başlattı. Sigortalı çalışan annelere belli bir miktar ek ücret ödenecek.
Şunu belirteyim ki asla kadınların çalışmasına ya da çalışan kadın veya erkeğin 1 lira dahi olsa fazla para almasına karşı değilim ama iş artık öyle bir noktaya geldi ki kadınlar çalışsın, iş hayatına atılsın, kocasının kölesi olmasın derken onları onlarca yabancı kişinin ve sistemin kölesi haline getirdik, erkeğe yapacak iş bulamaz olduk. Hem aileyi bitirdik hem de artık bazı evlerde 2 kişi çalışırken bazılarında ağzıyla kuş tutsa dahi iş bulamayan erkeklere rastlar olduk.
Hal böyle olunca da hanımı "Pazara gidelim" deyince cebinde 1 buçuk lirası olduğu için intihar eden, iş bulamadığı ya da borçlarını ödeyemediği için girdiği bunalımda eşini ve çocuğunu öldüren insanların olduğu bir topluma dönüştük.
Şimdi iş öyle bir noktaya geldi ki kadınlara ne kadar yardım yapılıyorsa en az iki katı çalışan erkeklere yapılmalıdır. Hele de eşi çalışmıyorsa onlara çok daha fazla destek sağlanmalıdır.
İş artık erkeğe pozitif ayrımcılık noktasına gelmiştir.
BİLİYOR MUSUNUZ?
* Büyükşehir Belediyesi işçilerinin makûs talihinin Zeydan Karalar döneminde de değişmediğini...
* Taşra ilçelerindeki bazı belediyelerden gelen kötü kokuların arttığını...
* İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in hafta sonu Adana'ya geleceğini...