Son zamanlarda yaşananlar toplumun büyük bir kesimini rahatsız ediyor.
Bu rahatsızlığın temel kaynağını çok merak ettim ve gerek çevremdeki değişik düşüncelerden insanlarla yüz yüze görüşerek gerekse internetten farklı kesimlere hitap eden siteler ve sosyal medya hesapları üzerinden bazı araştırmalar yaptım. İnsanların ülkemizdeki en büyük rahatsızlıklarını öğrenmeye çalıştım.
Ulaştığım sonuç bir hayli ilginçti. Çünkü genel tahminlerin aksine insanların büyük kısmı ekonomik anlamda yaşanan sorunlardan muzdarip değil.
Benim konuştuğum insanların en büyük derdi güven duygularının zedelenmiş olması ve geleceğe yönelik bir ümitlerinin olmaması.
Daha acısı bunun geçici bir durum olduğunu da düşünmüyorlar bu durumu değiştirebilecek herhangi bir kişi olduğunu da.
İşin kötüsü bütün bunları çok iyi bilen bir takım kişiler yangına körükle gidiyor, insanlara umut aşılamak yerine daha karamsar bir tablo çiziyor. Bir de hiç sekmeden 'kof kahramanlık' taslayan kim varsa hepsi ile ilgili başka bir skandal ortaya çıkıyor.
Yazımın ana konusu siyaset değil. Genel, toplumsal sorunlarımızdan bahsediyorum. Neredeyse hiç birimiz temiz değiliz. Siyaset temiz değil, ticaret temiz değil, sosyal medya temiz değil, kişisel ilişkilerimiz temiz değil, duygu ve düşüncelerimiz temiz değil.
Hal böyle olunca daha çok zarar veriyoruz hem kendimize hem çevremize hem de ülkemize.
Bir kısım insanlarsa bunca sorunun içinde içimize daha büyük umutsuzluk vermek, kaygılarımızı arttırmak ve güvenimizi zedelemek için daha çok gayret sarf ediyorlar.
Bütün bunları da kendi şahsi gelecekleri için yapıyorlar. Yani ben kazanayım da ülke kaybederse kaybetsin, kime ne olursa olsun düşüncesiyle hareket ediyorlar.
Mümkün olduğunca büyük yalanlar söylüyorlar. Biliyorsunuz yalan ne kadar büyükse peşine taktığı kitle sayısı da o kadar büyüyor.
Şahsi ikballerini ülke istikbalinin önünde görüyorlar. Adama; "Mahalle yanıyor" diyorsun almış eline aynasını saçını tarıyor. Onu gören başkaları da aynı trene bindikçe hep daha geriye doğru gidiyoruz. "Hepimiz aynı gemideyiz" dediğinde itiraz ediyor hemen ardından feryat figan yakınıyor; "Öldük, bittik, batıyoruz" diye.
Dün 19 Mayıs’tı. Kurtuluş için yola düşenler ve bu yolda şahadete kavuşanların bağımsızlık ruhunu yeniden anlamamız için önemli bir fırsattı. O ruh yeniden yakalanamazsa olan hepimize olacak.
Gelin mahalle yanarken saçını tarayanlardan bir yüz çevirelim de kendi aslımıza, özümüze dönelim. Yoksa istiklali beklerken izmihlal gelip bizi bulacak.
KUDÜS KİMİN DAVASI
Adana Sivil İnisiyatif Meclisi (ASİM) yıllardır Adana’da değişik platformlarda hizmet veren yaklaşık 50 STK’yı bünyesinde buluşturarak önemli işlere imza atıyor.
Bugüne kadar birçok konuda gerçekleştirilen işlerin ötesinde özellikle bu Ramazan ayında Siyonist işgalcilerin Mescid-i Aksa ve Kudüs özelinde Filistin’deki katliamlarına hızlı ve etkili tepkiler vermesi ASİM’in hizmetlerini taçlandırmış oldu.
Zulmün merkezi ABD’nin Adana konsolosluğu önünde başlayan, Merkez Cami’de devam eden, İncirlik Üssü ve İnönü Parkı’ndaki eylemler yoğun bir kalabalıkla gerçekleştirildi.
Dün Ulu Cami önünde tarihi bir ortamda bu zulmü tüm Adanalılara duyurabilmek için önemli bir etkinlik daha başlatıldı.
İşgal güçlerinin çoluk-çocuk, yaşlı, kadın demeden gerçekleştirdiği katliamların fotoğraflarından oluşan sergi yarına kadar sergilenecek.
Yarın da Genç ASİM bir bisiklet turu düzenleyecek. Saat 16.30’da Ulu Cami önünden başlayacak tura birçok bisiklet gurubu da destek verecek.
Başta iktidar partisi olmak üzere tüm partilerin genel merkezlerinden Siyonist işgalcilere tepki sesleri yükselirken, Cumhurbaşkanı her fırsatta mazlum Filistin halkının yanında olduğunu yenilerken başta kendi partisinin yerel teşkilatları olmak üzere neredeyse hiçbir siyasi parti temsilcisini sahada göremedik. Sosyal medya hesaplarından paylaşım yaparak durumu kurtardıklarını sanıyorlar galiba.
Bu üzücü durumun bir an önce değişmesini ve siyasi partilerin il başkanlarını da alanlarda görmeyi umuyor, eylemlerde desteklerini esirgemeyen Hüda-Par ve Saadet Partisi İl Başkanlarına mazlumlar adına teşekkür ediyorum.