Pozantı, Adana'nın en güzel ilçelerinden birisi... Özellikle yeni otoyol bağlantısı açılmadan önce ilçeye ve kente kattığı maddi katma değer nedeniyle çok gözdeydi. Bu durum son yıllarda geriye doğru gidiyor olsa da yayla yerlerinin harika havası, ulaşımının kolaylığı sebebiyle halkın gözünde halâ popülaritesini koruyor.
Benim bir tarafım da Pozantılı sayılır. Hatta ilçede yaşayan birçok arkadaşım, büyüğüm 'enişte' diye hitap eder. Bir ayağımız sürekli bu ilçededir ve sıkça gelip giderim.
Son zamanlarda özellikle Pozantı Devlet Hastanesi ile ilgili çok sayıda şikâyet alıyordum ancak gidip durumu yerinde görecek zamanımda yoktu. Keşke hiç olmasaydı. Açıkçası gördüklerim karşısında şok oldum.
Hastanenin Başhekimi Prt. Hekim İshak Basatemur ülkede sağlık alanında son yıllarda yapılan devrim niteliğindeki işlerin aksine hastaneyi adeta atıl duruma getirmiş.
Basatemur ile ilgili iddialara daha sonra gireceğim ancak önce Pozantı Devlet Hastanesi ile ilgili bazı konuları sizlerle paylaşayım. Zira bu can sıkacak işleri bilmek sizin de hakkınız. Hatta İl Sağlık Müdürü Halil Nacar’ın ve Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın da hakkı.
Elimde bazı fotoğraflar var. Bu fotoğraflara baktığınızda sizin vergilerinizin nasıl çarçur edildiğini net bir şekilde görebilirsiniz.
Bir örnek vermem gerekirse, hastanenin bazı alanları adeta şehir çöplüğüne dönmüş durumda. Şehir çöplüğüne dönmüş ama çöplerden ziyade kullanılabilecek malzemeler buraya atılmış. Koltuklar, sandalyeler, raflar, dolaplar, bilgisayar kasaları, yatak gibi kullanılabilecek ya da değerlendirilebilecek durumdaki onlarca çeşit malzeme dışarı gelişigüzel atılmış. Bildiğim kadarıyla çoğu Hekimevi’nden getirilen malzemelerdi. Peki, diyelim ki eskidiler ve hurdaya çıkarttılar. Bunun için resmi belgeler hazırlandı mı yoksa bu yazı yayınlandıktan sonra mı bu işlemler yapılacak?
Hastane için en önemli şey hele de korona virüs salgınının yaşandığı böyle bir dönemde hijyen değil midir? Aslında öyledir de demek ki birileri böyle düşünmüyor. Alınan maddi değeri yüksek malzemeler uluorta bir yerlere konulmuş. Gelen geçenin rahatça alıp evine götürebileceği ilaç, sarf malzemesi vb. hastane ekipmanlarını düşünün. Uluorta konulmuş o malzemeler çalınır ya da çürürse ne olacak?Üstelik kimi malzemelerin yanında çöp kutuları var.
Hastaneye bir malzeme alırken depo şartları ve müsaitliği düşünülür ve böyle alım yapılması gerekmez mi? Burada da birileri gerekmediğini düşünmüş. Deponun durumu düşünülmeden alabildikleri kadar malzemeyi almışlar. Çok merak ediyorum acaba malzemeleri kimden aldılar?
Yine merak ettiğim konulardan birisi de hastanede sayım yapılıp yapılmadığı konusu.Mesela eczanede ya da depodaki malzemelerin sayısını Sayın Başhekim'e sorsam hızlı ve doğru bir şekilde cevap verebilir mi? Öyle ya, dışarıya ayrı bir çıkışı bulunan alandan canı isteyen istediği malzemeyi alabilir. Peki, eksik çıkarsa sorumlusu kim olacak?
Dikkat ederseniz başta da belirttiğim gibi yazı boyunca ne Başhekim’in hastaneyi şahsi malı gibi kullanması ve personele yönelik akılalmaz uygulamalarından ne de özellikle Ak Parti’nin ilçe yöneticisi olup hastanede çalışanlar hakkında yazdım. Çünkü bu yazının konusu kişilerden ziyade bir devlet kurumunun birilerinin çiftliği haline getirilmeye çalışılması hakkında. Bizim karşı çıktığımız şey de tam olarak bu. Bugün koltukları işgal edenler milletin parasını istedikleri gibi kullanıp heba edemezler.
Bir sonraki yazıda başta Pozantı Devlet Hastanesi Başhekimi Prt. Hekim İshak Basatemur ve ekibi olmak üzere hastanede yaşanan skandalları ve personele yönelik iddiaları da yazacağım.
Son olarak belirtmemde fayda var ki; Ben yazsam da biliyorum bir şey değişmeyecektir. Çünkü devir, partiye sırtını dayamış arkası güçlü olanların devri. Nasılsa birileri bu skandalların tamamını bertaraf edecek. Sorumlular soruşturulmayacak bile.
Onlar kafasına göre davranmaya devam edecek ben de onların yaptıklarını yazmaya devam edeceğim. Onlar kaçacak, ben kovalayacağım. Sonunda inanıyorum ki haklı olan kazanacak. Kimin haklı olduğunu da zaman ortaya çıkaracak.
TEDBİRLER BİRAZ GEVŞETİLSE DE
* Ailecek gidip dışarıda yemek yiyebilsek
* Sinemaya gidip güzel bir film izleyebilsek
* Bir konsere gidip sevdiğimiz şarkıları bağıra bağıra söyleyebilsek