31 Mart'ta yapılacak yerel seçimler aylar öncesinden, Ankara'nın yurttaşların iradesine ipotek koyduğu seçim özelliğine dönüşmüştü..
Çok sayıda lider, yasaların kendilerine verdiği tek adamlık imtiyazını sonuna kadar kullanıp, partililerinin sesine kulak vermek yerine, "ben yaptım, siz de uyacaksınız, tıpış tıpış bizim dediğimiz şekilde oy kullanacaksınız" diyerek yurttaşlara iki ayrı ittifaktan yana tavır almaya zorladılar..
Demokrasinin ruhuna aykırı, ancak birilerinin koltuğa tutunmalarında büyük yararı olacak yönteme karşı çıkması gereken siyasal partilerdi..
Ancak, varlıklarını demokrasiye borçlu siyasal partiler demokrasiye sahip çıkmak yerine, "ittifaklara kendimi nasıl atarım" arayışına girdiler..
Önlerine çıkan demokrasinin odağı olma fırsatını kaçırdılar..
Bu fırsatı kaçıranların başında da HDP geliyordu..
HDP, ittifak partilerinin kendisine altın tepsi içinde sundukları bu fırsatı, "AKP-MHP bloğunu geriletme" gerekçesiyle elinin tersiyle itti..
Kendisini Türkiye partisi yapacak, toplumun belli kesimi değil bütün kesimleriyle kucaklaşma fırsatı yaratacak atılımı yapamadı..
Sonra o işe Demokrat Parti talip oldu..
Onun da özellikle Millet İttifakı'nın küçük ama baskın ortağı İP'in tavşan partisi olmayı tercih etmesiyle, o da kendisini yeniden yaşama döndürecek bu fırsatı kullanamamış oldu..
Yurttaşın iradesini yok sayan ittifaklar, bu ittifaklar etrafında oluşan gizli destekler ve sayıları artan tavşan partiler, demokrasiye inanan, iradesine sahip çıkmak istenen halkın DSP'ye yönelmesine yol açtı..
DSP yönetimi de bu fırsatı iyi değelendirdi..
Özellikle, CHP'nin İP'e teslim olmasını ve demokrat adaylar yerine liberal-kapitalist, Türk-İslam sentezcisi adaylarla yoluna devam etmeyi yeğlemesine karşı çıkan demokrat, sosyal demokratların yöneldiği merkez oldu bir anda..
İller ve ilçelerde çıkardığı demokrat adaylarla, liberal sağ anlayışa mahkum edilmek istenen insanlarda heyecan dalgası yarattı..
Karamsarlığın yerini umudun almasını sağladı..
Düne kadar, birbirinin kopyası liberal sağ anlayışın egemen olduğu iki ittifak arasında sıkışıp kalan Türkiye ve Türk insanının demokrasiye ve Türkiye'nin geleceğine olan güvenini yeniden yükseltti..
Sarıçam gibi yerlerde, iradesinin yok sayılmasını içine sindiremeyen ve sandıkta desteğe zorlandığı malum ittifak adaylarına oy vermek istemeyen milliyetçi muhafazakar seçmenlerin de DSP'ye umut bakmaları; DSP'li başkan ve meclis üyelerine destek vermeye başlamaları, DSP'nin sadece sol görüşten değil, milliyetçi muhafazakar ama deamokrasiye inan kesimler arasında da kabul gördüğünü gösteriyor..
Her kesimden yönelişler, daha düne kadar yok sayılan DSP'nin demokrasinin yeni odağı, yeni merkezi haline geldiğinin kanıtı oldu.
*************
Millet İttifakı'nın yeni tavşan partisi
Millet İttifakı, Mersin'de MHP'yi kaybettirmeyi amaçlayan adaylık başvurusun geciktirme girişiminin ardından Demokrat Parti'yi kendine tavşan parti olarak seçmişti..
Ancak o proje seçim kuruluna takıldı..
Dışarıdan HDP destekli CHP - İP İttifakının elindeki tek tavşan parti olarak Saadet Partisi kaldı..
24 Haziran seçimlerinde de CHP ve İP ile ittifak yapan Saadet Partisi, bu kez Türkiye genelinde aynı ittifakın tavşan partisi olarak öne çıktı..
Ordu, Adıyaman, Şanlıurfa, Saadet Partisi'nin yeni konumunu bizlere gösteren iller oldu..
Adıyaman'da CHP- İP ve HDP Saadet Partisi'ni destekleyeceğini daha önce açıklamıştı..
Son olarak, Şanlıurfa'da HDP üç adayını Saadet Partisi adayları lehine geri çekti..
Aynı Saadet Partisi, Ordu'da AKP oylarını bölme hesabıyla İP'in aday göstermeye hazırlandığı eski bakanlardan İdris Naim Şahin'i aday yaptı..
Bir anlamda, hem Şahin üzerinden demokrat kesimlerden CHP-İP İttifakı'na yönelecek eleştirilerin önünü kesme, hem AKP oylarını bölme hesabını üstlendi..
Siyasatteki tanımıyla tavşan parti oldu..
Benzer durum Adana'da da seziliyor..
Adana'da HDP destekli CHP-İP İttifakı'na soğuk bakan, o ittifakın adaylarına oy vermeyecek AKP seçmeninin oylarını Cumhur ittifakı yerine yönleneceği alternatif parti olma hesabıyla aday belirleme yoluna gittiği gözleniyor..
Saadet'e tavşan parti görevi yükleyenlerin amacı, Adana'da ve diğer illerde AKP tabanın oylarının Cumhur İttifakına gitmesini engelleyerek HDP destekli CHP-İP ittifakı adaylarının seçimleri kazanmasını sağlamak..
Saadet Partisi'nin bu seçimdaki görevi, AKP'ye kaybettirmek, CHP ve İP'e kazandırmak..
Tutar mı derseniz..
24 Haziran'da tutmadığı gibi bu kez de tutmayacaktır..
Saadet de 1 Nisan itibariyle tavşan parti olarak siyaset sahnesinden çekilecek, mensuplarının bir kısmını AKP'ye, bir kısmını Fatih Erbakan'ın kurduğu Yeniden Refah'a kaptıracaktır..
**************
TKP'den yeni bir örgütlenme modeli
Türk siyasetinin ideoloji partilerinden Türkiye Komünist Partisi, yerel seçimler öncesi yeni bir örgütlenme modeli geliştirmiş..
TKP'nin yeni örgütlenme modeli, kitle partileri dediğimiz liberal sağ ve liberal sol partilerdende olduğu gibi seçim odaklı değil, uzun yılları hedef alan bir model..
TKP'nin geliştirdiği yeni örgaütlenme modeli "semt evi"ne dayanıyor..
TKP'nin yeni örgütlenme modelinin örneklerinden biri Çukurova Bölgesinde yaşama geçiriliyor..
Tarsus'un Yenice Mahallesinde TKP Semt evi açılıyor..
Semt evleri, Türkiye Komünist Partisi'nin (TKP) emekçi mahallelerinde yerelleşme adımlarının bir parçası olarak kurgulanan örgütlenme yöntemi olarak tanımlanıyor…
3 Mart Hazar günü açılacak TKP Yenice Semt Evi, yerel seçim odaklı değıil, uzun soluklu bir çakılışma yapacak..
Semt Evi'nde liselilere yönelik Sosyalizm Okulları, çocuklara yönelik olarak Çocuk Atölyeleri ve çocuklu ailelere yönelik Ebeveyn Okulları planlanıyor. İşçi okulları, yoksulluğa ve hayat pahalılığına karşı dayanışmalar, tiyatrolar ve Yenice emekçilerinin sorunlarına dairçalışmalar semt evinde birlikte konuşularak planlanacak.
Seçeim süresi boyunca da, bütün bu çalışmalarının yanında seçim çalışmalarının da adresi olacak…
Demedi demeyin, çok yakında sağ ve soldan bir çok partiye örgütlenme modeli oluşturacaktır...