Kartvizitler, işadamlarının, siyasetçilerin, esnafın kendini tanıtmak için kullandığı bir reklam yöntemi.. Gerçi zaman zaman, başka amaçlarla da kullanıldığı oluyor.. Geçmişte bir nevi sosyal iletişim ağı özelliği taşıyordu.. İşadamı, esnaf, siyasetçi kartvizitlerinde kısa ifadelerle kendilerini tanıtırlar..
Görevlerini anlatırlar.. Bir nevi sosyal iletişim ağı gibi kullanırlar yani.. Ancaaak, sosyal medyada dolayan bir kartvizit var ki, bugüne kadar tanık olduğumuz kullanım amaçlarından hiç birine uymuyor..
Adam, fotografını da bastırdığı kartvizinde tek özelliği olarak bir partinin ilçe yönetimindeki eşinin kocası olduğunu belirtmekle yetinmiş… Bulunduğu ilçedeki parti teşkilatında halkla ilişkiler başkanının karısı olarak kendini tanıtmayı yeterli bulmuş.. dem ki, orada, siyasetçinin kocası olmak en geçerli ünvan.. Bu kartvizite görüp de gülmemek ise mümkün değil…
Adanaspor arayı iyi değerlendirmeli
Adanaspor, cumartesi günü küme düşme mücadelesinde rakipleri arasında olan Akhisar belediyespor'u 2-1 yenmeyi başardı. Turuncu Beyazlılar bu galiyetleligde kalma ümitlerini bir nesze olsun arttırdı.. Adanaspor açısından bu galibiyet adeta can suyu gibi oldu.. ancak, bir maçlık zafer olarak kalırsa, kötü son haftalar öncesinden kaçınılmaz olur.. Liglere Milli maç arası verildi..
Adanaspor bundan sonraki maçını 3 Mart'ta deplasmanda Galatasaray ile oynayacak.. Arkasından, kendisi gibi düşme hattında bulunan Çaykur Rizespor'u ağırlayacak.. Milli maç için verilen 12 günlük ara, Turuncu Beyazlılar için adeta piyango bir bir şey.. Hayatında ilk kez bir takım çalıştıran Teknik Direktör Levent Şahin, bu arayı iyi değerlendirmeli ve futbolcularını gerek moral motivasyon, gerek kondüsyon, gerek teknik açıdan çok iyi hazırlamak zorunda..
Eğer bunu yaparsa, başta Çaykuir Rizespor maçı olmak üzere alacağı galibiyetler turuncu beyazlı takımı ligde bırakabilir.. Olası puan kayfı ise Adanaspor için harakiri gibi bir şey olacaktır… Şimdi bütün iş Levent Şahin'e düşüyor.. Tabi faturası da kendisine ait olacak..
Seyircisiz maç cezası kalkmalı
Türkiye Futbol Federasyonu haksız bir ceza uygulamakta ısrar ediyor.. Bu anlamsız ve haksız cezadan en çok mağdur olanlar ise Adana takımları.. Adana Demirspor ve Adanaspor, bu işten mağdur oluyorlar.. TFF, "saha olayları" gerekçesiyle, canı istediği takımlara ceza yağdırıyor..
Adana'da olanlardan kat be kat fazla olayların olduğu maçları ise görmezden geliyor.. Geçtiğimiz haftalarda Adana Demirspor, iki maçını seyircisiz oynamıştı.. Bu hafta da Adanaspor, ligde kalma yolunda en önemli maçlardan Akhissar Belediyespor maçını seyircisinden yoksun oynadı.. Rakibi Çaykur Rizespor maçında da seyirci gücünden yoksun olacak..
Ferderasyon, seyircisiz maç cezasının yanında tribün ve para cezaları da uyguluyor.. Adanaspor taraftarının bir kısmı da, tıpkı Adana Demirspor taraftarları gibi, seyircisiz maçlardan sonraki iki hafta da sahada yerlerini alamayacaklar.. Kulüpler bu iki cezadan başka bir de para cezasına çarptırılıyor.. zatein parasal açıdan zor günler yaşarken bir taraftan da Federasyonun cezalarını ödemek için uğraşıyorlar.. Yani, TFF, eğer varsa bir suça üç ceza birden uygulamaktadır.. Bu durum hukuk ruhuna ve ilkelerine bile aykırı.. Ayrıca seyirci, sporun vazgeçilmezi..
Avrupa seyircisiz oynama cezasını çoktan kaldırıp, insanların stadlara gitmesini teşvik etmeye çalışıyor.. TFF ise hem, seyircinin azalmasından yakınıyor, hem de Adana Demirspor ve Adanaspor gibi seyircisi olan takımlara uyguladığı cezalarla seyircilerin stadlara gelmesini engelliyor.. Sahalardan uzaklaşmaları için elinden geleni ardına koymuyor... Sonra da seyirci stadlara gelmiyor diye timsah gözyaşları döküyor.. Eğer samimi olsalar, çağdışı ve hukuka aykırı seyircisiz maç cezalarını kaldırırlardı..
DP Seyhan görevden alındı
Demokrat Parti'de bir süredir beklenen gelişme oldu ve Seyhan İlçe yönetimi görevden alındı.. Muhammed Emin Atasever ilçe başkanlığından, il başkanlığının teklifi, Genel Merkez'in kararı ile görevinden alındı. Demokrat Parti'de İl Başkanlığı ile Seyhan İlçe Başkanlığı arasındaki çekişme il kongresi öncesinde başlamıştı…
İlçe başkanı Muhammed Emin Atasever, İl Başkanı Cafer Doğan'ın karşısına aday olarak çıkmıştı.. Komedi bir gibi durumla, her ikisi de aday oldukları kongrede seçim kurulu kararıyla kendilerine oy kullanamamışlardı.. Bununla ilgili detaylı bilgiyi, trajikomik durum sizlere bilahare aktaracağım.. Büyük kongrede, il yönetimi Genel Başkan Gültekin Uysal'dan yana, Seyhan İlçe Başkanı Atasever ise Genel Başkan Adayı Prof. Dr. Çınar Özel'den yana tavır almışlardı..
Sonrasında, İl Başkanı Cafer Doğan, İlçe Başkanı Muhammed Emin Atasever'in ihraç istemiyle Disiplin Kurulu'na sevki için hazırlıkl yapmış, bir yandan da ilçe yönetiminin alınması ve yeni atama yapılması için Genel Merkez ile görüşmüştü.. Cafer Doğan amacına günler sonra ulaştı.. Geçtiğimiz haftanın son günü Muhammed Emin Atasever ve yönetimi Genel Merkezce düşürüldü.. Bu hesaplaşma burada kalır mı derseniz, sanmam.. Kavga, 16 Nisan'dan sonra daha da büyüyecek..
Demokrat Parti'de kartlar yeniden karılacak...
Türk Kültüründe 21 Mart Nevruz Bayramı
Kültür, bir milleti millet yapan değerler bütünüdür. Kültürün en önemli unsurları ise içinde binlerce yıllık bir geçmişi barındıran gelenek ve göreneklerdir. Yeryüzünde yaşayan en eski kavimlerden olan Türklerin, tarihi derinliklerinden gelen zengin kültürel değerleri, gelenek ve görenekleri vardır.
Nevruz şenlikleri, Türklerin tarihin bilinen devirlerinden itibaren kutladıkları milli bayramlarından birisidir. Bahar bayramlarını, dünyanın muhtelif bölgelerinde, çeşitli toplumlarda ve milletlerde görmek mümkündür. Nevruz'u, Türk kültüründeki yeri ve önemi açısından ele almaya çalışacağım.
TÜRK KÜLTÜRÜNDE NEVRUZ'UN KÖKENİ ERGENEKON DESTANI İLE İLİŞKİLENDİRİLİR
Türkler’de Nevruz’la ilgili görülen en önemli rivayet bu günün Ergenekon günü oluşudur. Bununla ilgili olarak Abdulhaluk Çay’ın, Ebulgazi Bahadır Han’ın Şecere-i Türk adlı eserinden aktardığı Ergenekon Destanı şöyledir: Bir gün bütün kavimler Kök-Türkler’e karşı birleşerek onları hile ile yendiler. Kök-Türkler’in çadırlarını, mallarını, yurtlarını yağmaladılar. Büyüklerin hepsini kılıçtan geçirdiler. Küçükleri kendilerine köle yaptılar. Bu yağmadan kurtulan Kıyan/Kayan veNegüş/Tukuz bir gece kadınlarıyla birlikte atlanıp kaçtılar. Yurda geldiler. Düşmandan kaçıp gelen dört maldan (deve, at, öküz, koyun) çok buldular. Dağların içinde insan yolu düşmez bir yer izleyip oturalım deyip dağa doğru sürülerini sürüp gittiler.
Vardıkları yerde akarsular, çeşmeler, türlü otlar, meyveli ağaçlar, türlü türlü avlar vardı. O yeri görünce Tanrı’ya şükürler kıldılar ve buraya Ergenekon adını koydular. Dört yüz yıl sonra Ergenekon’da kendileri ve sürüleri o kadar çoğaldılar ki sığmadılar. Bu sebepten buradan çıkış yolları aramaya koyuldular. O zaman bir demircinin önerisiyle dağın geniş yerine bir kat odun, bir kat kömür dizdiler ve ateşlediler. Tanrı’nın gücüyle ateş kızdıktan sonra demir dağ eriyip akıverdi. Yüklü deve çıkacak kadar yol oldu. O günü, o ayı, o saati belleyip dışarı çıktılar. O günden beri yeni yılın başladığı gece Kök-Türkler’de adettir. O günü bayram sayarlar. Bir parça demiri ateşe salıp kızdırırlar. Önce Kağan bunu kıskaçla tutup örse koyar, çekiçle döver. Ondan sonra beyler de öyle yapar. Bugünü mukaddes bilirler, böylece Tanrı’ya şükretmiş olurlardı. TÜRKLER NEVRUZ'U NE ZAMANDAN BERİ KUTLAMAKTADIR? Çinli Prof. Dr. Ch’in-Chung-Main’in eski Çin Takvimleri konusunda yaptığı araştırmalarda göre M.Ö. VIII. yüzyıllarda yaşayan eski Türk kavmi “Ti”ler; Nung-li adlı hem ay hem güneşe göre düzenlenen ve mart ayını yılbaşı sayan bir takvimi kullanıyorlardı. ChouSülalesinin tarihinin “Göktürk Tezkeresi” bölümünde ise “Göktürkler, bitkilerin yeşerdiği zamanı yılbaşı olarak kutlamaktadır.” denilmektedir. NEVRUZ KELİMESİNİN KÖKENİ Türk Dünyası'nın büyük bir coşkuyla kutladığı, Türk soylu halkların ortak bayramı olan Nevruz, tabiatın canlanmasını, yeniden dirilişi ifade eder. Farsça bir terkip olup "Nev" yeni, "rûz" gün "Nevruz" yeni gün gelir. Nevruz gece ile gündüzün eşit olduğu, gün dönümü olarak da adlandırılan, ilkbaharın geldiği 21 Mart gününe tekabül eder. Güneşin koç burcuna girdiği gündür. Rumi takvimde Mart'ın 9'una rastladığı için halk arasında Mart 9'u diye anılır. Nevruz ile tabiat yeniden doğar ve yeni bir hayat başlar. Nevruz günü, aynı zamanda iyilik ve bereketi temsil eden baharla, kötülük ve sıkıntıyı temsil eden kışın mücadelesini sembolize eder. NEVRUZ'UN ÇEŞİTLİ TÜRK TOPLULUKLARINDAKİ KARŞILIKLARI • Altay Türkleri; Cılgayak Bayramı • Azerbaycan; Ergenekon, Bozkurt Bayramı • Başkurt Türkleri; Ekin Bayramı • Doğu Türkistan; Yeni Gün, Baş Bahar • Gagavuzlar; İlkyaz • Hakas Türkleri; Cılsırtı, Ulu Kün • Karaçay-Malkar Türkleri; Gollu, Gutan, Saban Toy, Tegri, Toy • Kazak Türkleri; Ulus Günü • Kazan Türkleri ve Karakalpaklar; Ergenekon Bayramı • Türkmenler; Teze Yıl • Uygur Türkleri; Yeni Gün • TÜRKİYE'NİN ÇEŞİTLLİ BÖLGELERİNDE NEVRUZ BAYRAMI • Yılsırtı, Mart Dokuzu, Mart Bozumu, Sultan Nevruz, Güz Dönümü, Yeni Gün isimleri altında kutlanır. • TÜRKLERİN NEVRUZ GELENEKLERİYLE İLGİLİ BİLGİ VEREN TARİHSEL KAYNAKLAR Türklerin Nevruz gelenekleri ile ilgili olarak tarihi kaynaklarda geniş bilgiler bulmak mümkündür. Bu kaynaklardan bazıları; • AbulKasım Firdevsi - Şahname • Kaşgarlı Mahmut - Divân-ı Lügat’it Türk • Yusuf Has Hacib - Kutadgu Bilik • Ömer Hayyam - Nevruzname • Hüca Ali Termizi - Nevruzname • Mevlana Lütfi - Gül ve Nevruz • Ebulgazi Bahadır Han - Şecere-i Türk TÜRK DÜNYASINDAKİ NEVRUZ KUTLAMALARININ 7 AŞAMASI Hazırlık: Nevruza hazırlık genel temizlikle başlar. Evlerin etrafı temizlenir, içi ve dışı badanalanır, halılar ve kilimler yıkanır. Aile üyelerine yeni elbise, alınır. Akrabalara hediye alınır. Bayrama birkaç gün kala tatlıların yapımına başlanır. Nevruz ateşi için gerekli ot, çalı ve odun hazırlanır. Mezarlık Ziyareti: Nevruz kutlamalarında önemli bir yeri olan bu gelenek, eski Türklerdeki yuğtörenlerinin izlerini taşımaktadır ve bunların devamı niteliğindedir. Azerbaycan, Türkistan ve diğer yörelerde hâlâ nevruzda yapılan bu gelenek, ölmüşlerin mezarını ziyaret etmek, mezar üzerine şeker ve tatlı bırakmak, yasin okumak, ağıt söyleyip ağlamak, mezarların etrafını temizlemek, bazı yörelerde de mezarlıkta kahve içmek ve yemek yemek gibi etkinliklerle devam etmektedir. Orta Anadolu’da Nevruz “Mart Dokuzu” adıyla bilinir. Diğer yörelerde de benzer adetler vardır. Mezarlar ziyaret edilir. Kır Gezileri: Toplu şekilde kırlara çıkılarak eğlenceler, şölen ve yarışmalar düzenlenir. Bu gelenek Hun Türklerinde de mevcuttur. Türk dünyasının bazı yörelerinde bu etkinlik Nevruzda gerçekleşmeye devam etse de, diğer yörelerde Hıdrelleze kaymıştır. Ateşle İlgili Pratikler: Geniş Türk coğrafyasında kutlanan Nevruz törenlerinin hepsinde ateşle ilgili pratikler bulunmaktadır. Bunlardan en yaygın olanı büyük ateşler yakarak üzerinden atlama ve bu sırada “Ağırlığım, uğurluğum sende kalsın”, “Kırmızılığın bana, sarılığım sana” gibi büyüsel duaların edilmesidir. İnanışa göre nevruz ateşinden atlayanlar hastalıklardan arınır ve yıl boyunca hastalanmaz. Bir diğer pratik, hayvanları ateş üzerinden atlatmak veya iki ateş
arasından geçirmektir. Nevruz törenlerinde ateşin kullanılması, onun temizleyici, arındırıcı, hastalıkları, kötülükleri ve büyüyü yok edici özelliğinden kaynaklanmaktadır. Su ile İlgili Pratikler: Sabah erkenden tüm su kaplarındaki suları yenileme, taze su içme ve ev hayvanlarına içirme, eski eşyaları suya atma, birbirinin üzerine su serpme ve su falına bakma şeklinde su ile ilgili pratikler uygulanır. Su kültü, eski Türk inanç sisteminde önemli bir yere sahiptir ve tüm pınarların, dere, ırmak, göl ve denizlerin kendi iyi ruhlarının olduğuna inanılmaktadır. Suyun şifa verici, arındırıcı gücüne inanç, Türk mit, efsane ve destanlarına da yansımıştır. Eğlenceler: Nevruz kutlamalarında çeşitli yarışlar, gösteriler, seyirlik oyunlar ve müzik yer almaktadır. Yardımlaşma: Nevruz kutlamalarının en önemli özelliği yardımlaşma, sevgi ve şefkat bayramı olmasıdır. Bayramdan önce fakir, hasta ve zor durumda olan kişilere para, giyecek yardımı yapılır ve bayram günü yapılan bayram aşından pay verilir. Yardımlar sırasında insanları kırmamaya dikkat edilir.
ÖRNEKLERLE TÜRK DÜNYASINDA NEVRUZ
• Azerbaycan’da Nevruz: Azerbaycan’da halk, Nevruz’a birkaç hafta kala her Çarşamba akşam şenlikleri düzenler. Ateşler yakılır, evler temizlenir ve insanlar tepeden tırnağa yeni elbiselerini giyerler. Mumlar yakılır, Nevruz şekerleri hazırlanır, gelen misafirlere gül suyu dökülür. Gecelerde ateş oyunları oynanır. İnsanlar ateş üzerinden atlayarak, kışın tüm belalarından korunduklarına inanırlar • Kazakistan’da Nevruz: Kazakistan Türkleri, Nevruz Bayramı’nı SSCB tarafından yasaklandığı 1930 yılına kadar Ulusun Ulu Künü, yani Ulusun Ulu Günü, deyimi ile adlandırmışlardır. Kazaklar, 1929 yılına kadar 21 Mart’ı yılbaşı olarak kutlamışlardır. Kazak Türkleri, Kazakistan Cumhuriyeti’nin bağımsızlığına kavuşmasından sonra 1991 yılından itibaren tekrar bu güne Ulusun Ulu Günü ifadesiyle milli bayram ilan etmişlerdir. • Özbekistan’da Nevruz: Özbekistan’da Nevruz, özel mesire yerleri ve vadilerde kutlanır. Zurnalar çalan davetçiler insanları bayrama davet eder. Nevruz günü âşıklar Özbek Türklerinin güzel destanlarını söylerler. Bir taraftan halk oyunları oynanırken, bir taraftan da pehlivanlar güreş tutuşur. Büyük kazanlarda özenle hazırlanan yemekler davetlilere sunulur. Tüm halkın katılımıyla 21 Mart’ta başlayan törenler bir hafta kadar devam eder. Özbekistan’ın 1991’de bağımsızlığını kazanmasından sonra Cumhurbaşkanı İslam Kerimov’un hazırlattığı özel kararname ile 21 Mart, Nevruz Bayramı olarak belirlendi. • Kırgızistan’da Nevruz: Kırgız Türkleri yeni yıla Nevruz Şenlikleri ile başlar. 22 Mart günü yeni yılın Başay denilen ilk ayının birinci günüdür. Nevruz’da Kırgızlar yedi gün önceden bayram temizliklerine başlar, insanlar da yıkanıp, Nevruz’da en güzel bayramlık elbiselerini giyerler. Nevruz akşamı avlu yakınında ateş yakılır ve bütün insanlar yaşlı-genç demeden ateşten atlarlar. Ateşten atlama; insanların ruhlarını, niyetlerini temizleyerek yeni yıla arınmış olarak girme düşüncesini ifade eder. Türkmenistan’da Nevruz: Türkmenistan’da Nevruz Bayramı, halk arasında Oğuz Bayramı olarak geçmektedir. Nevruz gecesi, Oğuz gecesi olarak adlandırılır, milli oyunlarla meşgul olan Türkmen kızları da bu gecede türküler söyler. Türkmenistan’da Nevruz için oldukça geniĢ bir sofra hazırlanır. Nevruz için, Türkmen çöreği, Türkmenpetiri, külce, yağlı börek, şekşeke ve Türkmen pilavı hazırlanır. Nevruz’un en özel yemeği ise Semeni’dir. Birkaç aile birleşip büyük bir kazanda buğday özüne un, su ve şeker ekleyerek Semeni yaparlar.
SELÇUKLU VE OSMANLI'DA NEVRUZ
Selçuklularda Nevruz bayramının eğlencelerle kutlandığı, şenlikler yapıldığı, özel yemekler pişirildiği, özel hediyeler alınıp verildiği bilinmektedir. Selçuklularda yılbaşı, güneşin Koç burcuna girdiği gün olan Nevruz günü olarak kabul edilmiştir. Osmanlı devrinde de Nevruz, çok canlı biçimde kutlanılmıştır. Çeşitli kaynaklarda Osmanlı padişahlarının Nevruz tebriklerini kabul ettiklerini, halkın arasına katılarak Nevruz coşkusuna ortak olduklarını kaydetmekte ve padişahın katıldığı bu törenlere Nevruz-ı Sultânî isminin verildiği belirtilmektedir. Osmanlı ailesini çıkarmış olan Kayı Boyu’na mensup Karakeçililerin 21 Mart tarihinde Ertuğrul Gazi'nin türbesi etrafında toplanarak burada bayram yaptıklarını biliyoruz. Bu bayramın bir diğer adı da "Yörük Bayramı"dır. Yine günümüzde de devam eden Manisa Mesir Şenlikleri’nin de yukarıda kısaca belirttiğimiz gibi “nevruziye” denen çeşitli baharatlardan yapılmış macunların sarayla birlikte, halka ikram etme geleneği şekline dönüştüğü ve Nevruz’la ilgili olduğu bilinmektedir.
NEVRUZ'LA İLİŞKİLENDİRİLEN BAZI RENKLERİN TÜRK KÜLTÜRÜNDEKİ ANLAMI
• Sarı: Sarı rengin kutsallığı Şamanizm’den kaynaklanmaktadır. Sarı renk, dünyanın merkezinin sembolüdür. Tanrılar tanrısı Ülgen’in altın kaplı sarayı ve altın renkli tahtı dünyanın merkezini oluşturur. • Yeşil: Türk mitolojisine göre, Tanrı Ülgen’nin yedi oğlundan birisinin adı Yeşil Kaan’dır. Görevi bitkilerin büyümesini ve yeşillenmesini sağlamaktır. • Kırmızı: Al ve kızıl renkler, tarihimizin başlangıcından beri Türk ruhu ve inancını yansıtmaktadır. Türklerin Al bayrak kullanmaları ateş kültü ile açıklanır. Çin kaynaklarına göre Kırgız hanlarının otağında kırmızı bayraklar bulunmaktadır. XI. Yüzyıldan sonra al, bir renk adı olduğu kadar, bayrak adı da olmuştur. •
SON SÖZ
• Türk kültüründe Nevruz; doğuş, diriliş anlamına gelir. Aynı zamanda baharın başlangıcı sayılır ve bir takvim değişikliğini anlatır. Türk kültüründe Nevruz'un bir adı da Ergenekon’dur. En eski Türk kaynaklarından itibaren böyle bir kültüre sahip olduğumuz anlaşılmaktadır. Türk tarihinin her döneminde Nevruz varlığını devam ettirmiştir. Cumhuriyetle birlikte yerleştirilmeye çalışılan ulus bilincine bağlı olarak özellikleAtatürk tarafından Nevruz'un daha geniş katılımlı kutlanması teşvik edilmiştir. • Ancak Nevruz son 50-60 yıl içerisinde çeşitli sebeplerden dolayı, Türk halk kültürü araştırmacıları hariç, Türkiye’de ve Türk Dünyasında pek gündeme taşınmamış; ihmal edilmiştir. Gündeme gelmemesi ve ihmal edilmesi sebebiyle aydınlar ilgisiz kalmış, devlet töreni olarak kutlanmamıştır. • Sovyetler Birliği’nin dağılmasından sonra bağımsızlığına kavuşan Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan ve Türkmenistan Cumhuriyetleri’nde 21 Mart 1991’den itibaren Nevruz resmi bayram ilan edilmiş ve bayram kutlamaları devlet töreni durumuna getirilmiştir.