Kendilerine özgü ve bugün Avrupa dillerine kaynaklık eden dillere sahip Hititler ve Rolalılar, kendi dilleri dışında bir başka yabancı dil kullanırlar mı?
Dertlerini anlatmak, betimleme yapmak, htta konuşmak için kendi dilleri dışında bir başka dile gereksinim duyarlar mıydı?
Ya da, Hititler ve Romalılar kendi sözcükleri dururken örreğin Grekçe sözcükleri neden kullansınlar..
Bütün bu soruları doğuran ÇÜTAM'daki bir konferansın konusu..
Çukurova Üniversitesi Türkoloji Araştırmaları Merkezi Kültür Evi'nde Tıp Tarihçisi Prof. Dr. İlter Uzel, "Başlangıçtan Osmanlı'ya Anadolu uygarlıklarında Kozmetoloji" konulu bir konferans vermiş..
Etnografyayı da ilgilendirdiği için haber dikkatimi çekti..
Önceden haberim olsa kesinlikle izleyeceğim konferanstı..
ÇÜTAM Kültür Evi'nde geçtiğimiz dönemde Gazi Üniversitesi öğretim üyelerinden Doç. Dr. Dilek Ergönenç Akbaba'nın "Nogay Türkleri ve Kogay Türkçesi" konulu konferansında başlık parası, yüz görümlülüğü, süt hakkı gibi adet ve göreneklerin Nogay Türklerinden kalma adet ve görenekler olduğu iddiasını eleştirmiştim..
O konu, bir etnolog olarak dikkatimi çekmişti..
Bugün de İlter Uzel'in konferansı bir yönüyle etnografyayı ilgilendirdiği için dikkatimi çekti..
Prof. Dr. İlter Uzel kadınların güzellik tutkusunun 2 milyon yıl öncesine yontma ya da eski taş çağı olarak adlandırılan Pelolitik çağa kadar gittiğini belirtiyor..
Kadınların altı bin yıl öncesinden yüzünü boyayarak süslendiğini ifade ediyor..
Köşkhüyük'te epilasyon seti, Çatalhüyük'te kozmetik seti bulunduğu belirten Uzel'in verilerine göre Hititler döneminde kadınların güzellikleri için malzemeler bulunuyor..
Erkekler kadınlara göre daha da önce başlamışlar süslenmeye..
İlter Uzel, tarih çağlarında yaşanan Anadolu uygarlıklarını "Grek, Helenistik, Roma ve Bizans" olarak sıralamış..
Kadınların 2 milyon yıllık güzellik tutkusunun günümüzdeki adı olan kozmetik sözcüğünün "Grekçe cosmetika" sözcüğünden türediğini öne sürmüş..
Kleopatra'yı da ilk kozmetolog olarak nitelendirmiş..
Konuyla ilgili haberden anlaşıldığı kadarıyla Prof. Dr. İlter Uzel güzel bir konuyu ele almış, yararlı bilgiler paylaşmış..
Ancak, Uzel'in tarihsel sıralamada ve kozmetik sözcüğünün kaynağı hakkındaki bilgilerinin çok da doğruyu yansıtmadığını düşünüyorum..
Tarihe birazcık ilgi duyan birisi olarak Anadolu uygarlıklarının "Grek, Helenistik, Roma, Bizans" olarak sıralanmasının doğru olmadığını düşünüyorum..
İlter Uzel'in 2 bin yıl öncesine tarihlenebilecek Çatalhüyük'teki buluntuların sahibi Hititler'i bu sıralamada nereye koyduğunu doğrusu çok merak ettim..
Uzel'e göre Hititler Grek ya da Helenistik bir uygarlık mı oluyor?..
2 bin yıl öncesinde Anadolu'da Hitit uygarlığı yaşanırken, Ege'de hüküm süren Luvi uygarlığının örneğin Grek ve Helenistik uygarlıklarla uzaktan yakından ilgisi yoktu..
Friglerin, Turukkuların, Hurruilerin, Asur uygarlıklarının da Grek ve Helenistik uygarlıklarında en küçük bir ilintisi bulunmuyordu..
Avrupa açısından bakınca da Roma uygarlığı Grek uygarlığından daha önceki dönemlere gidiyor..
Grek uygarlığı diye bir uygarlığın olduğu da bana göre tartışmalı..
Roma uygarlığının kökenini oluşturan Latinlerde, "grek" sözcüğü "hırsız, hilekar, dolandırıcı" anlamlarını taşıyordu..
Grek sözcüğünün Fransızca sözlüklerde de Romalıların kullandığı anlamıyla yerini almıştı..
Latince ve Fransızca sözlüklerdeki bu olumsuz anlamlar 2. Dünya Savaşından sonra Yunan Hükümetinin başvurusu üzerine düzeltilmiş, bugünkü anlamında kullanılmaya başlanmıştı..
Yunanlılar "grek" sözcüğünün olumsuz anlamları nedeniyle kendilerine "Grek" yerine "Hellen" sözcüğüyle tanımlıyor.
M.Ö. 200'lerde Akdeniz coğrasyasında önemli bir güç olarak beliren Roma İmparatorluğu, bugünkü Yunanistan denilen bölgeyi ele geçirince bölge halkına hizmetçi ve köle manasında "Grek" adını veriyor..
Bu kısa bilgilerden sonra dönelim konumuza...
Epilasyon ve kozmetik seti yapacak bir estetik bilgiye sahip Hititler, neden Hititçe bir kavram yerine ellerindeki o bilgiye kendilerinden yüzyıllar sonra gelen bir başka halkın dilinden bir sözcükle tanımlasınlar..
Hititler, Grek ya da Hellen kültürüyle tanışmadan önce, o kadar ileri üretim yaptıkları güzellik ve estetik uygulamalarına hiç mi bir adlandırma yapmamışlardı?
Hititler yüzyıllarca epilasyon ve kozmetik setini herhangi bin tanımlama yapmadan mı kullanmışlardı?
Romalılar, hırsız, hilekar, dolandırıcı, hizmetçi ve köle dedikleri bir toplumun dilinden bir kavramı alıp neden kullansınlar?
Romalılar da Hititler gibi, Grek kültürüyle tanışmadan önce o kadar önem verdikleri güzellik ve estetik uygulamalarına hiç bir ad vermeden mi yapmışlardı?
Bu açıklamalardan sonra akla yanıt bulunması gereken iki soru geliyor..
Birincisi, Hititler ve Romalılar yüzyıllarca hiç bir adlandırma yapmadan mı güzellik malzemeleri ürettiler?
İkincisi, kendi dillerinden bir kavram yerine düşman bir toplumun dilinden sözcük aldılar?
Sanırım, bu soruların yanıtı Tıp Tarihçisi Prof. Dr. İlter Uzel'de mevcuttur..
Prof. Dr. İlter Uzel'in bir tıp tarihçisi olarak bu soruların yanıtını açıklayarak benim gibi konuya ilgi duyanların merakını gidermeli..
Bir şey daha var, Prof. Dr. İlter Uzel, güzellik ve kozmetolojiyi araştırırken, Hitit ve Roma uzmanlarının bilgisine başvurmuş muydu?
Klasik Arkeoloji, Hititoloji, Sümeroloji, Prehistorya, Paleantropoloji gibi disiplinlerdeki uzmanlarlarla görüş alışverişi yapmış mıydı?
Bu son bölüm benim özel merakım…