İP'te yerel seçimlerden sonra ilginç gelişmeler yaşanmaya başlandı..
Bir milletvekili ve parti örgütünün bir kısım yöneticileri ile partililer arasında tartışmalar giderek alevlenmeye başladı..
Sosyal medyadan süren tartışmalar, Meral Akşener'e mektup göndermeye kadar ulaşmıştı..
Önceki akşam, bu tartışmalar farklı bir boyuta tanışmış..
Adana'nın iki milletvekili Genel Başkan Meral Akşener'in önünde ciddi bir tartışmaya girmişler..
Akşener de gözünün önündeki bu tartışmayı izlemekle yetinmiş..
Milletvekillerden biri, diğerini fena haşlamış..
Adana'da olay duyulunca, çok sayıda insan o haşlayan milletvekiline "Ellerin dert görmesin. Ağzına diline sağlık" diye kutlama ve destek mesajları atmışlar..
Bu tür mesajı gönderenlere göre; haşlanan milletvekili ve onun emrindeki kimi parti yöneticileri istediği gibi üye siliyor, kafalarına göre pazarlık yapıyorlar, Adana Büyükşehir Belediyesi'nde birileri için pazarlık masasına oturuyorlar, Adana'yı sahipsiz sanıyorlar ve kendilerine karşı gelenleri "hain" ilan ediyorlar..
Ankara'da Meral Akşener'in gözü önünde olan olaya tepkiler sadece destek mesajları ile sınırlı değil elbette..
Bazıları, Meral Akşener'e açık çağrı yaparak hodri meydan çekmişler..
O açık çağrıyı, yazım hatalarına, noktalama işaretleri hatalarına, tümce bozukluklarını müdahale etmeden aynen aktarmayı bir gazetecilik görevi görüyorum.
İşte o açık çağrı:
"Sn Akşener
Adana unutulmuş bir şehir değildir Adanadaki ülkücüler şahsınıza güvenerek bu oluşumda yer almışlardır ve yine büyük bir özveri ile iki vekili meclise göndermişlerdir bizim rahatsız olduğumuz konular sebebi ile yeni bir parti kurulma aşamasına gelinmiş ve kurulmuş idi fakat ğörüyoruzki aynı taş aynı hamam yeni kurulan partide de devam etmektedir bu saatten sonra bu böyle devam ederse biz yokuz
Adanayı dizayn etmek
Sn Çulhaoğlu Boyvadoğlu ve Kocacacığa mı kalmıştır bunların bölgesinde oyları nedir Karaisallıda ne kadar oy alınmıştır kiminle ne pazarlığı yapılmakta ve bu yetkiyi kimden almaktadırlar Sn Koncuk adam gibi adamdır eğitimcidir siyasetinde kurdudur.
Adanada yeniden bir yapılandırma gerekmektedir bunların amacı ve hedefi Akşenersiz bir İyi partidir Akşenersiz bir İyi parti düşünülemez ve imkansızdır biz bu kadar mücadeleyi neden yaptık o zaman
Genel merkez il ve ilçelerde bir düzenlemeye girmez ise açık ve net biz yokuz herkes şapkasını önüne koyup düşünmelidir
Yeteri biliyorsanız yeter
Yola çıktılarınızı yolda bulduklarınızla değişirseniz yarı yolda kalırsınız bu net ve açıktır
Zaten yeni bir oluşum vardır inanınızki çoğu zatlar bu yeni oluşuma kayacaklardır bu nedenle partiye bir çeki düzen verilmelidir yoksa yandı gülüm keten helva
Biz yolumuza devam ederiz öyle yada böyle koltuk sevdamız yok 5 senede bir hesaba otururuz o 5 senenin acısınıda söke söke alırız yeter yahu babasının çifliğimi zannediyor Adanayı
Bunuda niye yazıyorum biz adam satmadık satmayız bize kızıp gücenmeyin yarında bizi niye uyarmadınız demeyin
Hodri meydan"
****************************
Milliyetçiler değil Türkçüler Günü
3 Mayıs, 1944 yılından bu yana Türkçüler ya da Türkçülük Günü olarak kutlanıyor..
Aslında, kutlanmak da yanlış kelime, 3 Mayıs'daki direniş ruhu gümdemde tutulmak için Atsız Ata tarafından her yıl gün olarak çeşitli etkinliklerin gerçekleştirilmesi için ilan edilmişti..
3 Mayıs, biliyorsunuz, Atsız - Sabahattin Ali davasının başladığı, Türkçü gençlerin Ankara'daki davada Atsız ile lehine gösteri yapmasının ardından başlayan gözaltı ve tutuklama, işkence sürecinin, İsmet İnönü hükümetinin Türkçü Turancı avının başlangıcıydı..
Tabutluklardan çıkan Türkçüler, Atsız Ata'nın isteği doğrultusunda o kara günü, Türkçü direniş ruhuna çevirdiler..
O zamandan beri de 3 Mayıs'ı Türkçüler ya da Türkçülük Günü adıyla gündemde tuttular..
Sonraları birileri Türkçülük ve Türkçüler sözcüklerinden rahatsız olup yerine ne idüğü belirsiz Milliyetçiler Günü diye ucube bir ad uydurmuşlardı..
Bu ucuye tanımı ilk kullanan da sonradan MHP'den ayrılıp BBP'yi kuran Ülkü Ocakları eski genel başkanlarından Muhsin Yazıcıoğlu olmuştu..
MHP yönetimi de 1990'larda zaman zaman Türkçülük ve Türkçüler yerine Milliyetçiler Günü olarak kutlamalar yapmışlardı..
MHP, sonraları bu hatasından vazgeçmiş, yeniden Türkçülük Günü adıyla etkinlikler düzenleme ya da kutlamalar yapmaya başlamıştı..
Ankara Ülkü Ocakları'nın 3 Mayıs Türkçüler Günü etkinliği ile ilgili afişinde yine "Türkçülük" yerine "Milliyetçiler Günü" ifadesi kullanılması yeğlenmiş..
Bu afiş, MHP'nin AKP'yle ortaklığının doğal sonucu olarak "Türkçülük"ten kaçınmasının bir sonucu mu bilemiyorum..
Umarım öyle değildir..
Ülkü Ocaklı gençlerimiz, Alparslan Türkeş'in de üsteğmen rütbesindeyken Atsız'a yazdığı mektuplardan dolayı gözaltına alındığı, tutuklandığı 3 Mayıs'ın Türkçülük Günü olduğunu bilmeleri lazım..
Öğrenmek için öyle çok fazla araştırma yapmalarına da gerek yok..
MHP'nin 1969'dan bu yana çıkardığı gazete ve dergilerin arşivlerine şöyle bir göz atmaları, 3 Mayıs'ın Milliyetçiler Günü değil Türkçüler Günü olduğunu öğrenmelerine yetecektir…
3 Mayıs, Atsız Atanın dediği gibi bir bayram değil, milli şuur ayaklanmasıdır..
Ne demişti Atsız Atamız..
33 Mayıs ruhu ebediyyen yaşasın!"
Evet, 3 Mayıs Milliyetçiler Günü değil Türkçüler Günüdür..
Türkçüler, Atsız Atanın vasiyeti gereği Türkçüler Gününü ebediyen yaşatacaktır..
Türkçüler 3 Mayıs ruhunu yaşatmaya çalışacaklar çalışmasına ama, ülkü Ocakları'nın bu önemli günde etkinlik olarak yapa yapa piknik düzenlemesi de ayrı bir garabet..
Demek ki, onlar da 3 Mayıs'ın ruhunun pikniklerde olduğunu düşünüyorlarmış!…