31 Mart'a yaklaştıkça adaylar bol keseden vaatlerde bulunmaya başladılar..
En çok verilen vaad ise, kazandıklarında çalışanları işten çıkarmayacakları şeklinde olanı..
Başka partinin elindeki belediyelere aday olan her adaydan bu vaadi durmanız, hem de sıklıkla duymanız olası..
Eminim, bir çoğunu da adayların mahallelere yaptıkları ziyaretlerde kendi kulağızla duyma şansını da yakalamışsızdır..
Sizlere önerim, bu tür vaatte bulunan adaylara sakın inanmayın..
Çünkü, başka bir partinin elindeki partinin elindeki belediyeyi kazanan aday kesinlikle çalışanların bir kısmını işten çıkaracaktır..
Ama az, ama çok..
Büyükşehir Belediyesi üzerinden bir örnek vereyim..
Hüseyin Sözlü, Büyükşehir Belediyesi'ni 15 bin çalışanla teslim amıştı..
Sözlü 15 bin çalışanla belediyeyi "Büyükşehir Belediyesi" olarak teslim almıştı..
Yani o 15 bin personel, merkez ilçede görev yapıyordu..
Sözlü ile birlikte "Bütünşehir"e dönüşmüştü..
Yani Adana'nın il sınırları Büyükşehir Belediyesi'nin hizmet alanı olmuştu..
Sıonırları genişleyen Büyükşehir'in şimdiki personelinin sayısı bir söylentiye göre 20 bin, bir diğer söylentiye göre ise 22 bine ulaşmış durumda..
Yani, kazanacak başkan önümüzdeki 5 yıl belediyenin tüm gelirlerini çalışanlara maaş ve sigorta primi olarak ödeyecek..
Yatırım için beş kuruş harcayamayacak..
Üstelik, parti tabanının iş beklentisine asla yapıt veremeyecek..
işte bundan dolayı, kazanan kim olursa olsun çalışan sayısında azaltmaya gidecektir..
Bir kısmını gerçekten kadro şişkinliğini ortadan kaldırmak için, bir kısmını da birlikte yola çıktıkları insanların beklentilerini karşılamak adına yapacaktır..
Onun için diyorum, siz siz olun, adayların "hiç kimseyi işten çıkarmayacağım" sözüne inanmayın..
Diğer vaatlerine bakın, oyunuzu ona göre kullanın…
****************
BTP de adaylarını tanıtacak
Cumhur İttifakı bugün Adana'daki adayların şarkılı türkülü bir etkinlikle Adana halkına tanıtacack..
Celep pazarlığı sürdüren Millet İttifakı'nın adaylarını ne zaman açıklayacağı ise şimdilik belirsiz..
Cumhur İtifakı'nın açıklamasından sonra pek fazla gecikeceklerini sanmıyorum..
Tabi, yüzde 2'lik parti ile sürdürülen pazarlık sonuçlanmazsa o ayrı..
Bir parti daha var; Bağımsız Türkiye Partisi..
Haydar Baş'ın BTP'si Adana adaylarını yarın bir toplantıyla açıklayacak.
BTP'nin Adana adaylarını tanıtım toplantısı yarın saat 13.30'de Seyhan Belediyesi Yaşar Kemal Kültür Merkezi'nde gerçekleştirilecek…
*******************
2500 liraya kitap
Son günlerde, Türkiye, Yılmaz Özdil'in 2 bin 500 liraya satışa çıkarın "özel baskı" Mustafa Kemal kitabını konuşuyor..
Herkes durduğu yere göre, olayı değerlendirdi..
Sağda benzer satışların olduğunu görmeyen kesimler, Yılmaz Özdil üzerinden tüm Atatürkçülere vurmaya çalıştılar..
Kimisi de Yılmaz Özdil'i savunmak için çaba harcadı..
Açık söylemek gerekirse, Yılmaz Özdil, 2 bin 500 liraya satılan kitabıyla Atartükçülere ya da Kemalistlere büyük bir darbe indirdi..
Onları da, siyasal islamcıların dinden geçindiği gibi Atatürk'ten geçinen kişiler durumuna düşürdü..
Fahiş bir ederle kitap olayı, bana göre, emperyalizmin klasik bir sırdanlaştırma olayı..
Emperyalizm 2 bin 500 liralık kitapla aklı sıra Atatürk'ü sıradanlaştırmaya çalışıyor..
Asgari ücretin 2 bin lira olduğu bir ülkede, Atatürk'ü ve Milli Kurtuluş dönemini anlattığı idida edilen bir kitabın 2 bin 500 liraya "pazarlanması" sadece emperyalizmin ve onların Türkiye'deki bağımlı güçlerinin Atatürk'e ve Cumhuriyet'e yönelik saldırısı olarak okunabilir..
Biz, Atatürk'ü sıradanlaştırma olayını daha önce de görmüştük..
Batıya hizmette sınır tanımayan bir tatlı su solcusunun "Mustafa" adlı projesinde bu olayı yaşamıştık..
Emperyalizm bileğini bükemediği karşıtlarını etkisiz hale getirmeye çalışırken, kendi denetiminde kimi "karşıt odaklar" da oluşturmayı ihmal etmez..
Dün "Mustafa" adlı sözde belgeselde yaşadığımız olayı, şimdilerde bir başka "muhalif"in tek kaynak göstermeden yayınladığı "Mustafa Kemal" adlı kitabında yaşıyoruz..
2 bin 500 liraya Mustafa Kemal kitabını pazarlayan "muhalif"in geçmişte yazdığı yazılara baktığınızda Atatürk ve Atatürkçülük ile ilgili derin görüşler içeren, Mustafa Kemal'in emperyalizm ile mücadelesini anlatan yazısını görmezsiniz..
Yazılarından, oldukça sığ ve popülist yaklaşımlarla kendini Atatürkçü göstererek piyasa yapmaya çalışan biri olduğunu anlıyorsunuz..
Sığ görüşlü, tatlı su muhaliflerine şunu bilsinler ki, Atatürk ve Türk ulusunun ulusal değerleri sizin piyasaya sunacağızın tecimsel ürünler değildir...