Cumhur ittifakı'nın Adana'da başarısız olması için tek umutlarını MHP'nin Hüseyin Sözlü'yü adaylıktan çekmesine bağlayanların ellerindeki son kozları da önceki gün itibariyle ellerinden gitti..
Adana'da bazı kişiler, AKP ya da MHP'li gibi görünerek, her iki partinin tabanını Hüseyin Sözlü ile gidilecek seçimde başarısızlık olacağı, AKP üst yönetiminin Sözlü'nün adaylığını içine sindiremediği ve karşı çıktığı, MHP'den aday değiştirmesini istediği yolunda propaganda yapıyorlardı..
Hatta, MHP'nin aday değişikliğine gideceği, aday değişikliği olmazsa AKP'nin kenid adayları ile seçime gideceğinin kesinleştiğini iddia ediyorlardı..
Önceki gün tüm bu yalana dayalı algı operasyonları boşa çıktı..
AKP Sözcüsü Ömer Çelik, Adana'da MHP'li adaylarının destekleneceğini açık açık belirtti..
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Adana, Mersin ve Manisa'da MHP adaylarının Cumhur İttifakı'nın adayları olarak seçime gireceğini açıkladı..
Umutlarını yalan propagandaya bağlayanlar bundan sonra nasıl bir yol izleyeceklerini kestirmek zor değil..
Onlar, yeni yalanlarla kamuoyunu aldattıklarını sanarken, aslında kendi kendilerini aldatmaya devam edecekler..
Tıpkı 24 Haziran seçimlerinde olduğu gibi..
*************
Bahçeli'nin mesajını yanlış okuyanlar
Yüksek lisans çalışmalarım nedeniyle iki gün uzak kaldığım Adana'da önceki gün döndüğümde, bazı dostlarımızın "MHP Hüseyin Sözlü'yü değiştirecek" diye sevinç çığlıkları attığını gördüm..
Kimisi de sosyal medyada, benzer şekilde paylaşımlar yapıyorlardı..
Onlara göre, Bançeli'nin "jest rest olmazsa 3 ilde MHP adayı olacak" sözünü aday değişikliğinin işaretiydi…
Bu sonuca nasıl vardılar bilmiyorum ama, Bahçeli'nin konuşmasını kendi kafalarındaki düşünceye göre okudukları, hem de eksik okuduklarını anladım..
Bahçeli, gazetecilerin sorusu üzerine, MHP'nin Erzurum, Aydın,Muğla ve Denizli'de kendi adaylarını çekmelerini anımsatarak, AKP'nin de sözünü ettiği jestleri yerine getirmek yerine rest olarak tutması halinde 3 büyükşehirde MHP'nin adaylarıyla seçime gidileceğinin kesinliğini vurgulamıştı..
AKP'nin jeste jestle karşılık vermesi halinde 3 olan sayının artabileceğini, yapmazsa 3 büyükşehirde MHP adayları ile seçime girileceğini dile getirmişti..
Bahçeli'nin ve Ömer Çelik'in sözleri son derece açık olmasına karşılık, Bahçeli'nin yoruma bile gereksinimi ollmayan sözlerini "Sözlü'nün adaylığı bitti" diye okuyanların gerçekten öyle mi okuduklarına gelince..
Açıkçası öyle okuduklarını sanmıyorum..
Sadece, Adana'nın Cumhur ittifakı dışında kalması, AKP ve MHP'nin ayrı ayrı aday çıkarmaları ile MHP'nin Hüseyin Sözlü'yü her halükarda adaylıktan çekmesini isteyenlerin, yenilginin verdiği moral bozukluğuyla yaptıkları son bir hamle olduğunu düşünüyorum..
******************
Emrah Kozay çalışanına ne kadar maaş veriyor?
Evet gerçekten merak ediyorum; CHP İl Başkanı Emrah Kozay, il başkanı olarak CHP İl'de çalışan görevlilere, avukat olarak yazıhanesinde çalışan sekreter ve diğer görevlilerine ne kadar maaş veriyor?..
Emrah Kozay, CHP İl Başkanı olarak dün yaptığı bir açıklamada, hükümetin belirlediği 2 bin 20 liralık asgari ücreti sefalet ücreti olarak nitelendirmiş..
Emekçilerin açlık ücretine mahkum edildiğini öne sürmüş ve asgari ücretin en az 2 bin 200 lira olması gerektiğini söylemiş..
Kozay'ın olsun dediği 2 bin 200 lira aslında CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun önerdiği, CHP'li belediyelerin de hemen uyguladıklarını idda ettikleri rakam aslında..
CHP'nin asgari ücreti ile hükümetin asgari ücreti arasındaki fark ise sadece 120 lira..
Kozay'a göre, çalışanlar 120 lira ile sefaletten kurtulacaklar..
Bu açıklamaları okuyunca da, yazı başındaki sorular aklıma geldi..
Kozay'dan bugün yeni bir açıklama bekliyoruz..
CHP İl Başkanı olarak, CHP Adana İl Örgütünün sekreter, temizlik görevlisi, basın danışmanı gibi çalışanlarına ne kadar ücret ödedi?..
Avukat Emrah Kozay olarak, yazıhanesinde çalışan sekreter, temizlik görevlisi, icra elamanı gibi çalışanlarına hükümetin asgari ücreti mi, yoksa Kılıçdaroğlu'nun asgari ücreti mi uyguluyor?..
*****************
HDP'nin üzerine baskı unsuru mu?
CHP ve İP'in mahcup şekilde HDP'yi ittifaka zorlama çalışmaları sürerken, Vatan Partisi'nden ilginç bir atak geldi..
Vatan Partisi, HDP'nin kapatılması için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na başvurdu..
Vatan Partisi Genel Başkan Yardımcısı Nusret Senem, başvurunun gerekçesini, "devletin bağımsızlığına, ülkenin ve milletin bölünmez bütünlüğüne aykırı faaliyetlerin odağı haline geldiği" iddiasına dayandırıyor..
Senem, Yargıtay'a kapatılma başvurusunun yanısıra, halka da, 31 Mart yerel seçimlerinde HDP'ye yetki vermeme çağrısı yapıyor..
Senem'in CHP ve İP'in HDP ile ittifak yapacakları iddiasıyla ilgili değerlendirmesi ise "(Gönül işbirliği) filan diyorlar ama açık açık Güneydoğu'da HDP'ye oy verecekleri Batı'da ise HDP'nin o partilere oy vereceği konuşuluyor. Bu vahim manzaradır" şeklinde..
Senem, CHP ve İP'in HDP ile ittifakını bu şekilde değerlendiriyor ama, parti olarak HDP'yi eleştirdiği ittifaka bir adım daha yanaştıracak hamleyi yapmaktan geri kalmıyor..
Vatan Partisi'nin iyi niyetle de olsa yaptığı başvuru, HDP üzerinde CHP-İP ititfakına katılması yolunda ciddi bir baskı unsuru olacak..
CHP ve İP, Vatan Partisi'nin başvurusunu HDP'nin ittifak görüşmelerinde Batı'da talepte bulunmasını engellemek ve kayıtsız şartsız CHP-İp ititfakına destek vermeleri için baskı olarak kullanacak..
HDP kurmaylarının parti üzerinde oluşturulmaya çalışılan baskı usurlarını iyi değerlendireceklerini ve HDP'yi koşulsuz kayıtsız CHP-İP ittifakına payanda olmaya zorlayacak girişimlere prim vermeyecekleri ve boşa çıkaracaklarından ise hiç kuşkum yok..