Herkes her şeyi bildiği için uzatmanın pek bir anlamı yok ama, başımıza kurtarıcı olarak sarılan eski AKP'lilerden birisi iş başındayken şimdi eleştirilen borçlanma/faiz sarmalının en kötü örneklerini yaşatmış, dünyadaki ucuz para sebebiyle Türkiye'ye akan on milyarlarca doların çarçur edilmesinin altında imzası olan, ülkenin enerjide dışa bağımlılığını azaltma potansiyeli olan yenilenebilir enerji alanındaki yatırımları "Shell, BP, Amerikan Enerji Ajansıyla konuştuk, gereksiz dediler" diyerek engelleyen Babacan...
Diğeri ise her mikrofon gördüğünde 'açtırmasınlar bayramlık ağzımı' diyen, ama ne hikmetse yüzlerce asker, polis ve sivil vatandaşın canına mal olan Hendek savaşları ve yüzlerce insanımızın canına mal olan bombaların yarattığı terör hakkında, o dönem Başbakanlık koltuğunda oturmasına rağmen, işe yarar tek kelime etmeyen, bilakis o atmosferde gerçekleştirilen seçimde partisinin (AKP) aldığı oyu sahiplenerek başarı hikayesi anlatan, son olarak da Türkiye'yi Suriye'deki bataklığın içine düşüren, mülteci geri kabul anlaşmasını başımıza sarıp zafer diye bizlere satan Davutoğlu... Ağlanacak halimize gülüyoruz.
20 yıllık AKP iktidarından, özellikle de iktidarın son yıllarına damga vuran tek adam rejiminden alınan tek bir ders varsa o da işleyen bir demokrasinin ne kadar değerli olduğudur, evet. Bu itibarla seçimleri iktidarın yeniden, bir kez daha kazanması galinde yaşanacakları, bugüne bakarak tahmin edebiliyoruz.
Ancak seçimlerin merkez muhalefet partilerinin ittifakı tarafından kazanılması halinde, gerçek anlamda işleyen bir demokrasi yerine eski güç ilişkilerini yeniden canlandıran, cilalanmış bir parlamenter sisteme tav olacağımızı da kimse düşünmesin.
Seçmenlerin, seçimlere bir yıldan az bir zaman kalmışken, iktidarın mağlup edilebilmesi adına bazı şeyleri sineye çekerek muhalif bloğun arkasında duruyor olmasının, kimsenin hiçbir şeyden sorumlu olmadığı bu siyasi iklimin devam edeceği anlamına gelmediğini herkesin kafasına kazıması gerekiyor.
Zira seçim sonuçları ne olursa olsun, Türkiye 2023 seçimlerinin ardından yeni bir döneme girecek.
Hasılı, siyaset mekanizmasının bu kamburlardan temizlenmesi için demokrasi kalitesinin yükseltilmesi şart ve bunun yolu da, herkesin yaptıklarının sorumluluğunu, iyi ya da kötü, taşıdığı bir sistemin yeniden kurulmasından geçiyor.
Bizler bunu temin etmek için yazmaya, konuşmaya ve mücadele etmeye devam edeceğiz... (SON)