Portakal Çiçeği Karnavalı bu yıl da geçen yıl olduğu gibi pandemi nedeniyle alıştığımız şekliyle düzenlenmeyecek.
Organizasyon komitesi, Adana Lezzet Festivali'nde olduğu gibi bu karnavalın da online bir şekilde yapılmasını kararlaştırdı.
Bütçesi tam olarak ne kadar bilmiyorum ama şunu iyi biliyorum; Yine cebimizdeki belki de milyonlarca lira birilerinin keyfi için kullanılacak. Yine birileri oturdukları yerden kasalarını dolduracak.
Gerçekten çok merak ediyorum, online bir karnavalın Adana’ya nasıl bir maddi-manevi katkısı olacak?
Bu karnavaldan nasıl bir fayda sağlanacak ki devlet kurumlarının kasasından (millete hizmet için harcanması gereken paralardan) milyonlarca lira birilerinin cebini şişirecek?
Ben 'karnaval' kültürünün toplumumuza sağlayacağı faydanın oluşturacağı zarardan daha fazla olduğunu düşünüyorum ve bu düşüncelerimden dolayı Portakal Çiçeği Karnavalı'na başından beri karşıyım ama bu karnavalın (ya da her hangi bir organizasyonun) milyonlarca lira harcanarak birilerini zengin etmek için online yapılmasına iki kere karşıyım.
Uzaktan karnaval mı olur?
DAVUTOĞLU AHMET HOCA
Gelecek Partisi Genel Başkanı, eski Başbakan Ahmet Davutoğlu Cumartesi günü bir kez daha Adana’ya geliyor.
En son geçtiğimiz yılın Ekim ayında partisinin il binasının açılışına katılmıştı Davutoğlu. Bu kez Kozan İlçe Kongresi’ne katılacak. Çeşitli ziyaretler ve görüşmeler gerçekleştirecek.
Aslında Cumartesi ve Pazar için çok yoğun programları vardı ancak salgının artması nedeniyle uygulanan sokağa çıkma kısıtlaması nedeniyle özellikle Pazar günkü çalışmalarını biraz daha dar çerçevede yapmak zorunda kalacak.
Bu arada Ahmet Davutoğlu, Cumartesi akşamı saat 21.00’de Koza TV’den yayınlanacak canlı yayına katılacak. Ben de bu programda soru soracak gazetecilerden birisiyim.
Açıkçası son dönem Türk siyasi tarihinin en tepesindeki isimlerden birisi olan Ahmet Davutoğlu’na soracak çok sorumuz var. Hafta sonunu heyecanla bekliyorum.
YENİ KABİNE DE AÇIKLANIRSA
Yeni kabine ile ilgili geçtiğimiz yıl yazdığım bir yazıda Recep Tayyip Erdoğan’ın kabinede köklü bir değişim yapacağını bunu da ancak seçime yakın bir zamanda gerçekleştireceğini ifade etmiştim.
Geçtiğimiz hafta yazdığım yazıda ise yeni kabine ile ilgili bazı tüyolar vermiş ve değişikliğin eli kulağında olduğunu belirtmiştim.
Çünkü yine uzun zamandır savunduğum bir tez var ki; Recep Tayyip Erdoğan ekonomiyi düzeltmeden bir seçime gitmez. Ekonomiyi düzeltebilmesi için de önce halkın motivasyonunu düzeltmesi lazım. Bunu da bir değişiklikle yapabileceğini düşünüyor.
Kısmen haklı olabilir ancak MYK veya MKYK’da yaptığı kısmi değişiklikler gibi olursa o zaman halkı inandırması da güçleşir.
Maddi sorunlar ve fiyat pahalılığı halkın belini bükmüş durumda. Ekonomik istikrarsızlık sonrasında halkın alım gücünün düşmesinin faturası da şu an sadece Ak Parti’ye kesiliyor. Dolayısıyla kabinede ciddi bir yenilenme beklentisi hâkim. Ancak bu değişiklik sadece isimlerin yer değiştirmesi ile olur ve halka güven verecek, piyasaların düzeleceğine dair umudu yeşertecek kişilere görev verilmez de 'Dostlar alışverişte görsün' minvalinde bir değişiklik olursa işte o zaman yaklaşık 20 yıldır söylenen "Ak Parti bu seçimde gidiyor" tezi bu kez gerçeğe dönüşebilir.
İktidarı bırakmak istemeyen Recep Tayyip Erdoğan’ın bu yüzden köklü bir değişiklik yapacağını düşünüyorum.
Eğer böyle olursa işte o zaman bir seçim daha rahat konuşulabilir. Ben bu dönem sona ermeden bir erken seçim (zaman ve şartlara uyarsa belki de bir baskın seçim) kararı alınabileceği kanaatindeyim.
Cumhurbaşkanı’nın bu dönem bitmeden istifa etmesi ve Meclis'i feshetmesi hakkındaki, "Aday olabilir mi olamaz mı?" tartışmalarını da sonlandırabilir.
Bakalım zaman bizi haklı çıkaracak mı?