Türkiye Değişim Partisi geçtiğimiz hafta resmen kurulmasının ardından il hizmet binalarını açmaya başladı.İlk Hizmet Binası ise Türkiye'nin bir numaralı ili Adana'da açıldı.
Genel Başkan Mustafa Sarıgül'ün de katılımıyla gerçekleşen açılış büyük bir coşku ile gerçekleşti.
Parti binasında Pandemi tedbirleri alınmış olmasına rağmen yoğunluğun oluşması üzerine birçok partili parti binasının olduğu apartmanın dışına çıkmak zorunda kaldı.
Gerçi, Türkiye Değişim Partisi yönetimi il binalarına 'İktidara Hazırlık Merkezi' diyor. Öyle ki basın mensupları için özel olarak düzenlenen toplantıda Sarıgül'e; "Nasıl buldunuz ilk hizmet binanızın açılış törenini?" diye sordum. O da biraz şaka biraz ciddi; "Bizim için burası il binası değil. İktidara hazırlık merkezi. Burada iktidara hazırlanacağız ve o hazırlıkla iktidara yürüyeceğiz" dedi. Ardından ekledi; "Sen de ağzını buna alıştır kurban olduğum."
Mustafa Sarıgül, iddialı bir şekilde iktidara hazırlık yaptıklarını söylüyor. Onunla yol yürümek isteyen genç, yaşlı, kadın, erkek kiminle konuşsam hepsinin ağzında da"İktidar olacağız" cümlesi var.
Sarıgül'ün Şişli Belediye Başkanlığı yaptığı dönemdeki uygulamaları hala hafızaları da ve kendileri de aynı şekilde yol yürüyeceklerini söylüyorlar. "Sabah namazda cami cemaatinin yanında, gün içerisinde çarşıda, pazarda esnafımızla birlikte olacağız. İşçinin emekçinin hakkını korumak için çalışacağız" diyorlar heyecanla.
Yeni kurulan bir partide görev alan bu insanların böyle söylemeleri normal tabi. Ben şimdi onların söylediklerini bir kenara bırakarak kendi izlenimlerimi yazayım.
Türkiye Değişim Partisi şuan anketlerde istenilen karşılığı almıyor gözükse de eğer dün partililerde gördüğüm heyecan devam eder ve halka yansıtabilirlerse oylarını hızlı bir şekilde yükseltebilirler.
Mustafa Sarıgül, 'CHP’ye alternatif bir parti olmadıklarını söylüyor. "Diğer partilere de alternatif değiliz" diyor. Hem sağı hem solu kucaklayacaklarını özellikle vurguluyor. Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde de aday olup olmayacağı ve Cumhur İttifakı ile Millet İttifakı arasında bir seçim yapması gerektiğindeki tavrı ile ilgili de ser verip sır vermiyor. Bu konular hakkında "Karar verecek olan ben değilim. Parti yönetimimiz" ifadelerini kullanıyor.
Geçtiğimiz gün bir televizyon programında da dün açılışta da özellikle logo üzerine çok vurgu yaptı. Bazı kesimler tarafından eleştiriliyor olsa da Mustafa Sarıgül logoya hayran durumda. Bir ara Parti logosunun bulunduğu afişin yanında diz çökerek tabir yerindeyse logoya ilanı aşkta bulundu.
Benim en çok dikkatimi çeken şey ise; Sarıgül’ün Adana ile ilgili söyledikleriydi.
İl Başkanı Hakan Malgaf ve ekibi Genel Başkanlarına Adana ile ilgili güzel tüyolar vermişler. Metronun borcundan tutunda şehirdeki çarpık yapılaşmaya, işsizlikteki rekorlardan tarım ve sanayideki gerilemeye, şehirdeki alt yapı sorunundan Sofulu Çöplüğü'ne kadar her şeyden bahsetti Sarıgül.
Adana ile ilgili anılarını anlattı. Merkez Cami’nin yaptırılmasında büyük payı olduğunu ve merhum Sakıp Sabancı'ya bu fikri kendisinin verdiğini söyledi.
Benim asıl dikkatimi çeken ise konu Adanalı siyasetçilere gelince Adana Büyükşehir, Seyhan, Ceyhan, İmamoğlu Belediye Başkanları da kendisinin de daha önce hizmet ettiği CHP'den seçilmiş olmasına rağmen Sarıgül sadece Çukurova Belediye Başkanı Soner Çetin'in ismini andı. Çetin'e selam gönderdi.
Ben de tabi fırsatı kaçırmadım ve basın toplantısında Soner Çetin ile yol yürüyüp yürümeyeceklerini sordum. Sarıgül şu an için böyle bir şeyin söz konusu olmadığını. Diğer CHP'li isimlerden ziyade Soner Çetin'in ismini anmasının sadece bir vefa olduğunu. Soner Çetin ile geçmişte birlikte çalıştıklarını söyledi.
Mustafa Sarıgül konuşmasında Süleyman Demirel’den de çok bahsetti. Ben de Soner Çetin ile ilgili Sarıgül’ün bu sözleri üzerine aklıma gelen Süleyman Demirel'in bir sözünü yazarak bitireyim yazıyı; "Dün dündür." Siyasette 24 saat bile çok uzun bir süre.
Şunu yazmak zor değil; Önümüzdeki yerel seçimler Adana için çok çekişmeli geçecek.