Yaklaşık 2 yıllık pandemi süreci bireysel anlamda çok sıkıntılar yaşamamıza neden oldu ama yöneticilerimiz sayesinde şehrimiz adına harika gelişmeler yaşanıyor. Bugün pandemi öncesine göre bambaşka bir Adana'dan bahsedebiliriz.
Hatırlayanlar olacaktır. Bu kapanma süreçlerinin öncesinde "Adana'daki değişimin farkında mısınız?" diye bir yazı yazmıştım. Şehirde başlayan bürokratik değişime işaret etmiş ve "Atanmışların değişimine yeni iş başına gelen seçilmişler de uyarsa önümüzdeki yıllarda Adana'yı kimse tutamaz" demiştim.
Hani bazen bir şeyin olmasını dilersiniz. Daha duanız tamamlanmadan o istediğiniz yerine gelir ya! Benim bu dileğim de biraz öyle oldu. Allah'a şükür her şey tam istediğimiz gibi gidiyor. Tabi pandemi sürecinin getirdiği bazı sağlık sorunları ve bununla birlikte bütün dünyada yaşanan ekonomik sıkıntılar var ama bunlar kısa süre sonra geride kaldığında tüm dünya bambaşka bir Adana görecek.
Söz konusu Adana olunca mensubu olduğu siyasi partilerin ideolojik düşüncelerini bir kenara bırakan ve şehrimizi ülkemizin bir numarası haline getiren herkese bir teşekkür borcumuz var.
Şükürler olsun ki şehrimiz o eski şaşalı günlerine sonunda dönüyor.
Büyükşehir ve merkez ilçe başkanları şimdiden efsane olarak anılmaya başlandı bile. Bundan 3 yıl önceki Adana ile bugünkü Adana arasında dağlar kadar fark var.
Gerek alt gerek üst yapı çalışmalarının neredeyse tamamı bitti. Daha önce yapılan yanlışların hiç biri artık yapılmıyor. Adam kayırmacılığı ortadan kalktı. Belediyelerde işe almalar akrabalık ya da soydaşlık bağı ile değil liyakatle yapılıyor artık. Hal böyle olunca herkes çalışıyor. Belediyelere gelmeden maaş alan adına bankamatikçi denilen bir tane sülük yok artık kanımızı emen.
Şehir planlarının hepsi tamamlandı. Dönüşümler hızla devam ediyor. Yeni yapılacak yapılar dünyada adeta parmakla gösterilecek. Daha önce polisin girmekte zorlandığı mahallelerde artık şehrin en zenginleri oturacak.
Yollar genişletilip yeni bağlantı noktaları da devreye girince trafik sorunu da ortadan kalkıyor. Hele de yeni açılan alternatif yollar ve köprülerle artık ulaşım hem daha kolay hem daha hızlı olacak.
Bununla birlikte hafif raylı sistemin kusurları giderilmeye başlandı. Yeni açılacak etaplarla otogar, hastane, üniversite, havaalanı gibi yerlere de metro ile ulaşım sağlanacak. Hatta eğer duyduklarım doğruysa Seyhan nehrinin altından geçecek bir çılgın proje ile metro ilçelere bile gidecekmiş. En uzak ilçeye artık yarım saatte varılabilecekmiş.
Merkez böyle de kısal farklı mı? Denize yakın olan yerlerde yükselecek 5 yıldızlı oteller aslında değişimi çok net bir şekilde ortaya koymuş olacak. Dünyanın her yerinden turistler alın akın gelecek bu yaz.
Yayla yerleri ise bir başka cennet. Oluşturulan kamp alanları ve barınma olanakları ile doğa tutkunlarının vazgeçilmezi olacaklar.
Bu yaz sadece iç turizmde hedef en az on milyon kişi. Dış turizmde ise bu sayının daha da artması için uğraşılıyor.
Çukurova Havaalanı artık bitmek üzere. Tabi Adana'ya bağlı olmayacak ancak duyduğum kadarıyla Tarsus'un Adana'ya bağlanma düşüncesi varmış. Eğer bu gerçekleştirilemezse en azından havaalanı bölgesi Adana sınırları içine dâhil edilecekmiş. Adana Lobisi bu konuda büyük bir uğraş veriyor ve şehrimiz adına güzel gelişmeler yaşanmış duyduğum kadarıyla. Eğer bu gerçekleşirse düşünsenize olacakları. Çukurova Havaalanı bölgesel hizmet vereceği için adeta bir aktarma merkezi olacak. Yakın Doğu, Orta Asya, Türkî cumhuriyetler, Afrika, Avrupa hatta Amerika gibi birçok ülke ve kıtadan gelecek insanlar şehrimize para akıtacak. Bunun için tek yapmamız gereken uçuşların aktarmaları arasındaki süreyi uzatmak. Yetkililer bunun için de çalışmalara başlamış bile. Hedef, iki uçuş arasında en az 6 saat ara verilmesi. Bu 24 saate de çıkabilecek. Böylece turistler otellerimizde de kalabilecek.
Biliyorsunuz sağlık turizminde de çıtayı zaten çok yukarılara çıkarmıştık şehir olarak. Üniversite hastanesi o köhne görüntüsünden kurtuldu. Ufak bir yağmurda poliklinikleri su basma hadiseleri çocuklara bir masal olarak anlatılıyor artık. Geçtiğimiz yıllarda açılan ya da yenilenen hastanelere ek olarak yeni açılacak hastanelerle artık daha fazla sayıda insan şifa bulabilmek adına şehrimize gelip para harcayacak.
Tarım alanları yeniden oluşturulacak. Her bölgenin coğrafik özelliklerine göre tarım haritaları oluşturulmuş bile. Çiftçilere hangi ürünü ne kadar ekebileceğini artık devlet söyleyecek. Sağlanan mazot ve gübre desteği ile çiftçiler gelecek kaygısından uzak bir şekilde ekecekmiş tarlalarını.
Kırsal bölgelerde oluşturulacak alanlarla hayvancılık teşvik edilecek. Biliyorsunuz dünyada şimdi yapay et meselesi var. İnsanımıza bunları yedirmemek için yetkililer hayvancılık meselesi üzerinde de hassasiyetle duruyor. Hayvan sahiplerine önce farklı ırklardan küçük ve büyükbaş hibe edilecekmiş. Sonra bunların çoğaltılması sağlanacakmış. Veteriner, besi desteği ve alım garantisi ile hayvan sahipleri ucuz et ile vatandaşlar kazanacak.
Şehre yeni sanayi sitelerinin kurulacağını da duydum. Hem de öyle başka şehirlerdeki gibi küçük küçük bölgeler değil. Her biri farklı bir alanda faaliyet gösterecek olan ülkenin en büyük sanayi siteleri.
Yerli ve yabancı sanayiciler yatırımlar için şimdiden görüşmelere başlamış bile. Hatta bazıları ile anlaşmaların yapıldığını bile duydum.
Bir müjde de sanatseverler için vereyim. Neredeyse her ilçede platolar kurulacak. Dev film şirketleri ile imzalar atılmış. Dünyaca ünlü yönetmenler, oyuncular filmlerini artık Adana'da çekecek. Şarkıcılar için dev konser alanları oluşturulacak. Böylece dünyaca ünlü sanatçılar şehrimize gelecek.
Nasıl bir sevap işledik de böyle insanlar başımıza geldi bilmiyorum.
Her şey o kadar güzel gidiyor ki bazen rüya gördüğümü sanıyorum ve yanındaki atanmış ve/veya seçilmiş bürokratlardan beni çimdiklemelerini istiyorum.
Bu rüyadan çimdikle uyanılmaz gerçi. Tokat atsanıza bana bi…
Bir an bende gerçek sandım Kurtuluş abi şakası bile güzeldi kalemine sağlık.